Tasavvufi Praksis Yol Felsefi Dizgesi…- Orhan Karakuş
2025 Yılında ve Gelecek Yıllarda Sulh Yapımcılığı Başat Olmalıdır…
Havzaların Merkez Ülkesi Türkiye…
Milenyumla başlayan ve aşamalı olarak daha üst merhalede süren topyekûn ve siber destekli (AI) teknohibrit dünya harbin 2022- 2024 yıllarında cepheler savaşı açıldı. Bu harp 1.ve 2. Dünya savaşlarından oldukça farklı, tasavvur edilen boyutlarıyla çok çekimli ve dört odaklı bir anafor oluşturmaktadır. Karadeniz havzasından Baltık denizine yüksek gerilimli nükleer bir hat, Akdeniz’den Basra ve Kızıl Deniz’e katliamcı çatal hat, Orta Afrika’da boğumlu yatay hat ve Asya Pasifik’te tüm savaş enstrümanlarının kullanılacağı obruk hat. Bunlar önümüzdeki beş altı yılda vukuu bulacak, dirimsel yaşamı tahrip edecek olan yıkımcıl bir süreçtir.
Bu düzeneğin mafiil güçleri ve nefsi siyaset tarzının muktedir elitleri, ötekileştiri üzerinden bu topyekûn teknohibrit harbe yandaş topluyor. Bileşik kadim Türkûn kültürelinin özü doğadaki başkalaşıma (metamorfoz), yeni doğuma sevgi ve saygıdır. Polipolitik(Teo/jeo/ekonomik/sosyo- psikolojik) kapsamlı toplumcu yurtsever yol yaklaşımıyla can denkliğinde yurttaşlık bilinci, birlik, dirlik ve huzur için mücadele esas yönümüzü gösterir.
Öncelikle Türkiye’nin beşeri coğrafyada denizler ve su havzalarında yoğunlaşan merkezi bir konumda olduğunu ifade edip, tüm havza ülkeleri yanında, Batı Asya ve Kuzey Afrika zincir halkası ülkeleriyle (Suriye, Lübnan, Irak, İran, Körfez ülkeleri ve Mısır, Fas, Libya, Cezayir… vb. Kuzey Afrika’da) sulhun inşasına katkıda bulunmak lazımdır. Hamaset hevâ ve tamahla yoğrulmuş yeryüzü dinci siyasi (Siyonist, Evangelist ve Emevist) parti temsilcileri insanlığı kültürel ayrıştırmayla birbirini boğazlayan topyekûn teknohibrit harbe sürüklemişlerdir. Toplumcu yurtsever ve nefsine hakim insanlar kültürel kaynaşmayı (Asrupai hâlelenme) sağlayacak sulh ve huzuru yaşamda başat kılmayı önceleyen örgüsel bir yaşam formu oluşturmalıdır. Yeryüzündeki tüm siyasi parti ve oluşum yapılanmalarının bunu sağlama fıtrat, kabiliyet ve marifeti yoktur. Örgüsel zincir modeli ve altıgen petek gözleri misali her ülkede yerel yaşam birimleri ve kültürel doku alanlarında bilgeler meclisi ve eş yöneltide atraktör olan Ulu Hakanlık Divanın (UHD) ön proto tiplerinin oluşumuna ihtiyaç vardır. Bu mahiyetteki irdelemeleri www.gelenekvegelecek.com da seri makaleler şeklinde kaleme aldım. Derinu Türkçe’nin sentetik yoğurma gücü ile meşveret usulü konuşuklu olmaya ve her koşulda sulh yapımcılığına gayret etmeliyiz.
Tümleşik Kainatın Çoklu Serili Evrenleri…
Gökseldeki yıldız takımları, yıldız, gezegen ve uydu alt sistemlerin dahil olduğu devasa galaksi sistemlerinin kendi etraflarında, muhtemelen daha büyük komplike cismani galactica yapıların birbirinin etrafında bilimsel bulgulara kısmen ortaya çıkarılan dönüşleri vardır. Işık hızına yakın hızlanma kazanan her varlık büzülme, sünme ve deforme form alır. Herhangi bir maddi galaktik varlığın deviniminin hızlanım, emme ve atom altı reaksiyonları vesile uzayı deforme etmesiyle oluşan çekim, itim, büzülme, sünme, elektrik, manyetik, çekirdek ve yeryüzünde vuku bulan bilinç, birer alandır. Bu alanlarında birbirine etken, dönüşümlü ve bağlı kuvvetler oluşur (Yer çekimi , galaktik varlığın birbirini çekimi, aynı kutuplaşma ile oluşan manyetik itim, atomun çekirdek birliği vb).
Manyetizma, elektrik ve çekirdek alanda oluşan durumlar (bunlar birbirine dönüşen tümleşik alanlardır) bu alanlarda meydana gelen enerji katmanlarının birbirine geçmesi, emilimle yutulması ya da katmanlı enerji tayfından kopuşu sonrası oluşan yüksek nükleer çekirdek reaksiyonları vardır. Bu teorik yaklaşımda; Özel/genel rölativite, Kuantum ve birleşik alan kuramlarının matematiksel yaklaşım yöntemleri operatörler cebri ve dif geometri buluş ve keşiflerine dayalı izahatlar yapılmaktadır.
Geçirgen dönüşümsel içselik: hemen hemen tüm akış süreçlerinde: nefesle giren, beslenme ile sindirilen ya da algısal olarak içimizde hafızayı harekete geçiren, tasavvur olarak dolan ve uyaran gibi olaylarda oluşan süreçlerdir. Bu doğal kendilikli metamorfozik akışı tüm kainatı içe alıştır. Her şey daha seyrek veya yoğun olmayan durumun içine girerek, atomik, fiziksel, kimyasal reaksiyonlarla birleşerek eriyip içselleşir. Hâl içinde hâllerin durumuna dair konularda oluşan bu kapsamlı duruma kavram olarak “kesintisiz dönüşümsel içselik” denk geliyor (Daha iyi tanımlı sentetik bir kavram süreçler irdelenmeye başlandıkça matematiksel olarak oluşur).
Kara delikler, evrende var olan karanlık enerjiyle, enerjetik kaynaşmada (yeni bir dinamiğin oluşması) yutulması bilvesile başka bir forma geçiş oluşturması anda oluşan boğaz gibi ara yüzle başka bir âleme geçen enerji tayfı ya da katmanlarının varlığı, kozmolojide astroloji ve fizik teorileriyle uyumlu ifade edilmektedir.
Plazma, maddenin bir hâli olup nükleer fizikte enerji paketlerinin elektron, nötron ve proton karmaşıklığı, enerjik sis durumudur.
Metamorfozik bulanık olabilirlik :(MBO) yeni bir içerik ve kapsam üreten sentetik bir terimlemdir. Hâl içinde hâl olma ve anda oluşan değişim, metamorfoz, ak ve kara arasında gri bölge katmanları, doğru yanlış arasında ne kadar doğruluk ne kadar yanlışlık birbiriyle ilintili derecelendirme (Fuzzysel logic =bulanık mantık) bu metamorfozik hâl ve bulanık mantığın iç ve içeliğinin çıktıları olarak olası durumlara olabilirlik deriz. Bu dinamik ve sürekli terim dizimi (terimlem) metamorfozik bulanık olabilirliktir.
Konsantre metni bu açıklama çerçevesinde akıcı bir oku’mayla tekrar ele alırsak onkolojik bir tassavur hâlelenmesi sunulmaktadır. Tasavvur etmek gönül gözüyle zihinde canlandırma, kısaca sümile sinema gibidir.
Büyük patlama olası bir varsayım, tamamen geçerli olduğuna kani değilim. Plazmatik ara yüz, karanlık enerji, farklı evrenler, genişleme ve sünüp büzülme vb. Dünyadaki uzam zaman maddi bilinciyle ya da gönül gözüyle algılayıp tasavvur ettiğimiz serili evrene dair sırların henüz nitelikli ve iyi bir tanımı yapılamamıştır. Kainatın, sayısı bilinmez bir çok evrenden terkip olduğunu (Kur’an meali binbir alem) düşünmekteyim. Bu alemlerin çekim, itim, yutum, büküm, manyetik, elektrik ve nükleer alanlar vb. kuvvetlerini içselleştiren bu çoklu evrenin “kara delikler ve kuasarlar” geçitleriyle, plazmatik ara yüz vesile genişleme dahil sünüp büzüldüğü ve anda metamorfozik bulanık süreçler içselliğine geçişli dönüşümle yeniden tümleşik var olduğunu tasavvur ediyorum. Bilvesile tümleşik iç dış oluşu kapsamlı olan ontolojik varlığı, esasen maddi metafizikselde ilmî olarak tanımlanabilir yaklaşımına katılıyorum (Aristotales).
Düşünsel devinim ve akletme operatörü…
Öncelikle bu yazı vesile, düşüncenin bir devinim biçimi akletmenin gönül ya da nefis girdileri olan bir operatör olduğu görüşümü ileteyim. Canlılar, dürtü ile birlikte beyin atmosferik ve topografik yapısallarında oluşan enerjetik etkileşimleri düşünsel kotlara çevirir. Genelde her canlı bu deviniminin bir formunu çıktı olarak etkileşim, gelişim, değişim ve dönüşümü kendilik serili evreninde metamorfozik bulanık olabilirlik süreçlerine taşır. Enerjetik devinim biçimleri farklı alanlarda mekaniksel, kuantif kimyasal reaksiyon biçimleri vesile hâl değişimi yaratır. İçinde bulunduğumuz kainatın bir bölüntüsü olan serili evrene, gömülü dünyamızdaki diğer canlı sistemlerinin bilinç çıktısı, insan topluluğu kadar komplike fikirlere ve eser üretimi olan maddi bilinci (maddenin bir var oluş biçimidir) ortaya çıkarmıyor.
Kâinatta içkin ve aşkın( Kurt Godel yaklaşımı) bir tanrısal form vardır. Bu formun her insanda farklı düşün deviniminin zihinsel alanda sınırlı operatif akılla tamamen kavranması güçtür. Gönül sistemindeki enerjetik akış etkisiyle tanrının varlığı hemen hemen hissi tasavvur edilebilinir. Bu klasik mantığın ide yönü güçlü, diyalektik meteryalist felsefenin pek çok çözümü de katı maddecilik taşıdığı için akışkan formu kavraması, çoklu alanlardaki mesele ve hâl tercümelerine çözüm sınıfları üretmesi kadük kalmaktadır. Kainatta içkin ve aşkın tanrısal formun varlığı, çoklu evrenlerin farklı zaman süreçlerindeki oluşumu ve yeryüzünde razılıkla helalleşme temelinde sulh ve hakkaniyetli yaşamın örülmesini bu potensai formla izahat eden yeni bir yaklaşım gerçekleyebilir. Bilvesile, sulh ve huzur için Tasavvufi Praksis yol felsefi dizgenin temel kümesinin özdeğerleri yöneltisinde doğal gidişatla uyumlu şuurlu bir kurtuluşu insanlığın önüne, bileşik kadim Türkûn kültürelinin Asrupai hâlelenme formuyla dile getiren Derinu Türkçe’nin sentetik yoğurma gücüyle serimlemeye gayret edilmektedir.
2025 Yılında ve Gelecek Yıllarda Sulh Yapımcılığı Başat Olmalıdır…
Batının çekirdek gücü İngiltere, İsrail ve ABD yeryüzünü komple yeniden dizayn etmeye yönelmiştir. Bu yöneltiye reaksiyon olarak Çin, Rusya ve İran merkezli doğu bloklaşması harekete geçmiştir. Pek çok periferi ve arsat ülkeler, bu yönelti dinamiklerinin oluşturduğu çekim alanlarında seyrü sefer yapmaktadır. Esasen kadim kültürel özdeğerlerini barındıran Batı’nın ve Doğu’nun sulh yapıcı güçleri farklı bir çekim alanı tanımlaması yaparak bu iki yöneltinin yaratığı katostrofik çöküşe dur diyebilir. Havzaların merkezinde yer alan Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün özlü vecizesi “Yurtta sulh, cihanda sulh” şiarıyla sulh yapıcı dinamiği örerek her iki kutupsalı aşan bir yolu açmaya yönelmelidir. Suriye’de olan biten finans kapital güçlerinin makinisti olan İngiliz dokumasıdır. İsrail‘in jeopolitik ve teolojik yaklaşımları, İngiltere’nin sosyo-ekonomik ve psikolojik polipolitiğiyle örtüşmektedir. Çin, Rusya ve İran cephesel savaşlar konseptinde bileşik yapılar oluşturmaya başlamıştır. Bu tutum da yeryüzünde adaleti sağlamaktan uzaktır. Bu harbin sarmal güçlerinin dörtlü savaş hatlarındaki tutumlarına ve ajandalarına çok dikkatli yaklaşılmalıdır. Ülkemizin sürüklendiği Emevist hilafet çılgınlığından da bir an önce çıkılmalıdır.
Yeni yılda tüm yeryüzüne sulh ve huzur dileklerimle…
Allah Kerim Vesselam… Baki selamlar 27.12.2024
Kategoriler
Son Makaleler
-
Tasavvufi Praksis Yol Felsefi Dizgesi…- Orhan Karakuş
-
YIKIM ve KIRIMDAN NASIL ÇIKILACAK?
-
Teknohibrit Harbi Bertaraf İçin Çözüm Yolu- Orhan Karakuş
-
Kültürel Devrim Halkasının Felsefi Dili Deruni Türkçe’nin Sentetik Gücü – Orhan Karakuş
-
Bağımsızlık – Saffet Bilen
-
Bilgeler Meclisi ve Ulu Hakanlık Divanı (BİMUHAD) – Orhan Karakuş
-
Ya Cehennem Ya da Sulh ve Huzur 2 – Orhan Karakuş
-
Ucu Yanık Mektup Değerlendirmesi -Fahrettin Önder
-
Osmanlı’nın Yarı-sömürgeleşmesi, Günümüz ve Çözüm- Saffet Bilen
-
ARAFTAYIZ…1 – Orhan Karakuş