Skip to main content
A’dan Z‘ye Politik meşveret… Kısım1… – Orhan Karakuş

A’dan Z‘ye Politik meşveret… Kısım1… – Orhan Karakuş

 Dünya insanlığı, kadınların denklikte insan varlığını her gününde yaşamalı ve kıymetlendirilmesini özden yapmalıdır. Asil ve asal bir ruhu taşıyan tüm kadınların her günü kutlu olsun…

     A. Ufkumuz karardı…

“Konuşma ve dinleme” hemen hemen her hâlden anlayan mülayimler eylemidir. Çaresizlik içinde dert küpüne dönen insanlar bu dönemde her ülkede oldukça çok. Kime dokunsan bin ah işitiyorsun. Sadece insanlar değil, tüm canlıların temel isteği onca yoklukta “boğaz tokluğu”. Yarına dair heyecanlı bir umut ve gelecek günler için sahici bir eylem isteği de yok. Güneşin doğuşuna vakıf olmadan yerimizde ırgalanma, yuvarlanma ve oyalanma ile “gün akşam oluyor”.

     B. Nefsi mülkiyetçi düzenek…

Bu düzenin teke tek ya da yerleşik kurumsal öğeleri sivrisinek hesabı insanın üzerine ağır bir uğultuyla ölümünü istercesine üşüşüyor. Velâkin bataklık nefsi mülkiyetçi düzenin işleyiş sistematiği. Bugün karşılaştığımız her türlü krizin sebebi müsebbibi bu çarpık düzendir. “Tek tek ağaçlardan orman görünmüyor.”

     C. Coronavirüs ..

Dünyayı kasıp kavuran bu salgının sebebi ve kaynağının ne olduğu da önemini kaybetti.  Pandemi bütün insanlığın başına katmerli bir bela oldu. Rejimi fark etmez tüm muktedir yönetimler; “aç-kapa, aç-kapa” yapsalar da çarpık sistemin doğası gereği süreci yönetemiyorlar. Kimisi algı ve dezenformasyonu, kimisi de verileri “kafadan plato çizmek” adına saklamayı marifet sanıyor. İnsanların zihin atmosferi dumura uğradı. Söz ve hukuk hükmünü kaybetti, ahlaki form yalama oldu. İstatistikî rakamlar haline dönen ölüm ve vakalar karşında duyarlıklarımız yitti. Bundan sonrası için  “saldım çayıra Mevla’m kayıra” trendiyle yol alıyoruz.

    D. Ekonomik ve sosyal buhran…

Üretimin çarkları doğal gidişatla uyumlu dönmediğinden tedarik zincirleri de kopuyor ve ihtiyat frenleri patlıyor. Günlük asal ve temel ihtiyaçlarını karşılamayan insanlar; “intiharı bir seçenek olarak” yaşamda deniyor. Yarınlar her durumda “kıtlık ve yokluk.” Asal ihtiyaçlarını karşılayamayan geniş kitlelerin eylem zinciri, konan kısıtlama ve engel barajlarını yıkacağı bir evreye girmektedir.

     E. Şark kurnazlığı soslu Makyavelist ilmi siyaset …

Bütün siyasi yapılanışlar, modernist medeniyetin “ileri canavarları” kendi ülkelerindeki dar çevrelerin ve temsil ettiği grupların çıkarları için uğraşıyorlar. Her çeşidiyle neo liberal ırkçılık her yanı kapladı. Genel insan hâlleri ve ekosistemdeki varlıklarının durumu hemen hemen tüm siyasi yapıları ilgilendirmiyor, umursamıyorlar ve görmezden geliyorlar. Laf salatasına dönen yalancı çoban beyanatları ekranlardan üstümüze bolca boca ediliyor. Şaşalı ortamlar, rengârenk projeler ve bütün göz boyamalara rağmen kitleler bir türlü  “gaza gelmiyor.”  Şov, şov ve de şovlarla; “bindik bir alamete”

     F. Ekosistemin tahribatı…

Yaşanabilir bir yeryüzü ortamı için “geri dönülmez eşiğini geçtik.” Ne frenler tutar nede ilmi siyasetin manevra kabiliyeti süreci tersine döndürebilir. İklim felaketi, doğal afetler, kimyasallı toprak ve su kaynaklarından üretilen zehir yiyecekler ortalığı kapladı. Dünyada milyarlarca insanın asgari yaşam için asal ihtiyaçların temini bile sağlanamıyor. Başta sağlık, eğitim ve güvenlik olmak üzere tüm alanlarda hiçbir ülkenin kaynakları yeterli değil. Açlık, kıtlık ve kitlesel ölümler kapımızda.

     H. Hakikati yakım kavrama…

Mevcut durumun irdelemesi için ortaya koyduğumuz bu saptamalar herkese malum olanın kısa ifadesi. Yarın kaygısı yükseliyor, insanların çözüme dair bir beklentisi ve dayanma sabrı da kalmadı. Bu sürecin baharı yok, kara bahtın kapkaranlık olacağı bir evreye girildi.

Durumlardaki açmazları aşmak ve bir yol açmak için neyi nasıl yapmalıyız? Nasıl bir örgüsel model geliştirmeliyiz? Öncelik kuvvetli asıl ve asil bir ruhla donanımlı düzgün bir insan olabilmek. Ülke ve yeryüzü ekosisteminde kul hakkına riayet eden hakkaniyetli bir tutum almak. Yapılacak uzun bir  yolculuk için gönül deminde bir akla dayalı razılıkla uylaşım aramak. Tüm bunların ana dönüştürücüsü olan sulh yapıcılığını salih eylemlerde uygulamaya gayret etmeliyiz.

Bu coğrafyada kadim kültürel kaynaklarından süzülen öz değerleri anlamak gerekiyor. Geleceği birlikte kurmak için temel yapı taşlarını bu öz değerlerle örmeliyiz.  Ve zor olan kendi nefsani emelleri için şark kurnazlığı ile makyavelist ilmî siyaset elitlerini bertaraf etmek. Bu düzen kültüreli bunları üretiyor, varlığına dayanıyor ve psiko algısal yapılarla tüm gözenekleri denetliyorlar. Her yerde pıtrak gibiler. Geleceğin yeni yaşam tarzı ve tüm ekosistemde huzurla yaşam istikameti  vicdani politik rota (bknz.  www.gelenekvegelecek.com ) temelinde inşa edilebilir. Allah Kerim Vesselam

Devam edecek…

Baki selamlar…  08.03.2021