Saltanat – Hilafet Devleti ve Toplumunun Yeniden Yapılandırılması: Cumhuriyet Rejimi
Kurtuluş savaşından başarıyla çıkan kurucu irade (Mustafa Kemal ve arkadaşları), devrimci kurucu iradeye dönüştürerek yeni bir devlet ve toplum inşasına yöneldi.
Devrimci kurucu iradenin elinde, yabancı hükumetlere ve bankalara ödenmesi gereken ağır dış borçlar, üretim kapasitesi son derece düşük bir sanayi ve tarımsal yapı, zayıf ve cılız insan gücü, yoksul ve cahil bir halk vardı.
Devlet ve iktidar olanaklarını kullanarak, yukarıdan aşağıya; ekonomi, çalışma yaşamı, eğitim ve öğretim, iletişim ve kültürel üretim araçları dahil tüm toplumsal ve sosyal yapıları nasyonal sosyalist (faşist) ideolojiye uygun bir şekilde yeniden yapılandırdılar.
Demokratik parlamenter sistemlerin bu sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığı ve düzenin ahengini kaybettiği bu dönemde sistem kendisini yeniden yapılandırmak durumunda kaldı.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni bir toplumsal düzen ve güçlü bir devlet vaat eden iki kurucu irade ortaya çıktı. Bunlardan birisi sosyalist düzeni savunan Komünist partiler, diğeri nasyonal sosyalizmi savunan faşist partilerdi.
Çağımız batı insanı hayatı bölümlere ayırarak düşünmeye alışkın. Bu alışkanlık doğayı, yaşamı, toplumu hem birbirinden, hem de kendi içinde bölümleyerek, ayrıştırarak, sınıflandırarak araştırmadan, incelemeye ve anlamlandırmaya çalışmaktan kaynaklanıyor.
Son dönemde fazlaca dile getirilen konulardan biri de “Tarımda Reform” gerekliliğidir.Ortada olan bir gerçek var ki tarımda işler iyi gitmiyor. Dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biri olma özelliğini kaybedeli çok uzun yıllar oldu.
Tasavvufi praksis felsefi yaklaşımın ircası olarak sulh yapıcılığı dinamiğine dayanır ve farklı fikir ve model geliştirmelerde de uylaşımı esas alır.
Sulh yapıcılığı…
Bu yazı dizinin son bölümünde coronavirüs pandemisi vesile kendi penceremden vicdan ve merhamet yönünden sezgisel gördüklerim ve beklentilerim:
Mülkiyet verili düzen beşikten mezara tüm alanlarda sorgulanıp irdelenecek, liyakat, şeffaflık, hakkaniyetli toplum devleti formu öne çıkacaktır. Ahlaki yozlaşma ve çürümenin ana sebeplerinden birisi olan “kibirik bencillikten” arınmak için ekosistem bütünlüğünün farkındalığında dayanışma temelinde kültürel dönüşümü başlayacaktır.
Kimse refahı ve huzuru tek başına yaşayamayacağından olanak ve kaynakların adil paylaşımı, ihtiyaca binaen hakkaniyetli dağıtım planlamaları dünya ve bölgeler ölçeğinde yapılacaktır. Tüm kamu kurumlarında sulhuyetli sakinlik ve halikin hakkına riayet temelinde niteliksel dönüşüm yaşanacak ayrımcılığı dışlayan yeni örgüt modelleri ortaya çıkacaktır.
Sağlık, eğitim ve güvenlik sarmalı için temel eğitim modellemesinde meselelerin çözümüne ilişkin istatistiksel mekanik, termodinamik ve kaotik durum analizi temelli yaratıcı fikirlerin önü açılacak tek düzelik, ezberci kalıpçılık ve fikriyatın baskılanma biçimleri ret edilecektir.
İnsan kardeşliği ekseninde tüm halikin hakkına riayet eden şuurlu bir kurtuluş için ayarı tutarlı bilimsel ahlak, sezgisel ve bulanık mantık algoritmalarına dayalı olarak inanış alanında sistemsel ciddi kamusal alan reformları yapılacaktır.
Algı ve dezenformasyona dayalı göz boyama belagatı ve kutsalın istismarına dayalı elitler siyaseti yerine, vicdani politik rota temelinde kollektif iradenin şekillenmesine katkıda bulunan meselelerin çözücü çekirdekleri olarak doğrudan demokratik formların uzmanlaşmış platformları yaşamda başat olacaktır.
Modernitenin metropol şehirlerindeki beton ve rant yığınlarında “faremsi yaşam tarzı” yerine kırsalın /sahillerin doğallığı ve ufuk genişliği öne çıkarılacak doğal gidişatla uyumlu yaşam tarzı ve toprağa dönüş başlayacaktır.
Teknolojik atılıma dayalı ultra model otomasyon araçlarının gelişimi sonucu doğayı tahrip edip kirletmeyen, iklim ve temiz su kaynaklarını koruyan üretim ve paylaşımda adaleti sağlayacak bir yapısal olan toplumcu hürriyet düzeni ortaya çıkacaktır.
Dünyanın tümselliğinde: okyanus okyanus, yer yer ve atmosfer atmosfer olarak varlığının fıtratına uygun doğal gidişatla senkronize devinimi tüm halikle birlikte sürdürecek, yeryüzü sulh ve huzura erecektir.
Bu tasavvur tasavvufi praksis felsefi yaklaşımın ircası olarak sulh yapıcılığı dinamiğine dayanır ve farklı fikir ve model geliştirmelerde de uylaşımı esas alır…
…Ve öteki HALDE…
Dünya bir avuç haris nuhteris kesitin arzu ve isteklerinin esiri olan yıkımcıl bir nükleer, kimyasal ve biyolojik top yekun harpler yaşayacaktır. Sosyo-pisiko devinimin bu bilinç sıçraması ve anlamlandırmanın yani kavrayışının eşiği corona virüs pandemisi vesilesiyle yaşam kulvarında vukuu bulmakta olup, yeryüzünde cennet ya da cehennem ayracını insanın kendi marifeti ile hep beraber yaşayacağız. Kaderimiz o yönde ya da bu yönde kendi seçimimiz olarak muttali olmakta ve içimize dolmaktadır… bknz (vicdani politik rota ve ayarı tutarlı ahlak: www.gelenekvegelecek.com )
Yeni tarz bir yaşamda meselelerin çözücü çekirdeklerinin , tüm alanlarda ;”sulh yapıcılığı temelinde hakkaniyetli ve merhametli davranışları” pratik olarak geliştirmesi gerekiyor
Vicdani politik rota ışığında oluşturulacak toplumcu bir değişim programı; razılıkla helalleşme, kaynakların kamusal işletimi, hakkaniyetli bir dayanışma ile kullanımı ve yeryüzünde tüm insanlığın sulh eksenli huzuru tesisi istencine cevap vermelidir.