Skip to main content
Esnaf ve Sanatkarlık Mesleği – Ersen YAVUZ

Esnaf ve Sanatkarlık Mesleği – Ersen YAVUZ

Bir esnaf işletmesi açmak isteyen meslek erbabının, belgeye sahip olduğunu kanıtlaması gerekirken, bir ticari işletmede ücretli olarak meslek icra edenlerin, mesleki belge ibraz ve kanıtlama zorunlulukları bulunmamaktadır. Bu  önemli bir eksikliktir.

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 16 mart 1923’de Adana esnaf cemiyetinde yaptığı konuşmada; “Bir milleti yaşatmak için bir takım temeller lazımdır ve bilirsiniz ki, bu temellerin en mühimlerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet, bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve hastalıklı kimse gibidir. Hatta kastettiğim manayı bu söz de ifadeye kafi değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”

Atatürk, genelde algılandığı gibi bu sözleri, güzel sanatlar bağlamında değil;  demircilik, tornacılık, elektrikçilik gibi çok yakından tanıdığımız  esnaf ve sanatkarlık meslek dalları ile ilgili olarak söylemiştir. Zaten, konuşmanın Adana Esnaf Cemiyetinde, esnafları muhatap alarak yapılmış olması da bunun kanıtıdır.

Esnaf ve sanatkarlık mesleği için cumhuriyetimizin kurucusu tarafından bu sözlerle dile getirilen değer ve önem, geçen zaman içerisinde makineleşmeye ve otomasyona dayanan sanayi sektörünün doğal gelişme seyrine paralel olarak giderek azalmıştır.

Esnaf ve Sanatkarlık meslek dallarının son dönemde, Avrupa Birliği mevzuatına uyum bağlamında olmak üzere “belge” kapsamına alınması, bu mesleklerin aynen doktorluk, mühendislik, avukatlık gibi bilgi ve beceri gerektiren  ve mesleki belge ile kanıtlanabilen saygın meslekler arasına yeniden dahil olmalarını sağlamıştır.

Mal ve hizmetlerin serbest dolaşımını nihai hedef olarak benimseyen Avrupa Birliği Bölgesinde,malların serbest dolaşımı için nasıl belirli kalite belgelerine sahip olunması öngörülüyorsa, aynı şekilde hizmet erbabının serbest dolaşımı için de tanımlanmış mesleki belgelere sahip olma koşulu aranmaya başlamıştır.

İşte bu zorunluluğun, daha yaygın anlatım biçimi ile Avrupa Birliği mevzuatına uyum gerekliliğinin de dayatmasıyla, ülkemizde genelde esnaf ve sanatkarlar, özelde küçük sanatkarlar meslek dalları, belge kapsamına alınmıştır.

Artık, bir berberin, elektrikçinin veya tesisatçının mesleğini icra edebilmesi, bu konuda bilgi ve beceri sahibi olduğunu kanıtlayabileceği bir belgeye sahip olmasıyla mümkün olabilecektir.

Hukuki durum böyle olmakla birlikte acaba ülkemizde  durum, gerçekte böyle midir? Maalesef bu soruya olumlu cevap verebilme imkanı yoktur. Örneğin; bir doktorun, bir avukatın mesleğini icra edebilmesi için mesleki sicil olarak nitelendirilebilecek  tabipler odasına veya barolara kayıt olma zorunlulukları bulunduğu halde, küçük sanatkarlar için böylesi bir mesleki sicil ve/veya kayıt zorunluluğu yoktur.

Esnaf odaları ile Esnaf Sicili, bir işletme açarak mesleki faaliyette bulunacak meslek mensuplarının kayıtlı olmak zorunda bulundukları kurum ve kuruluşlardır. Kendisi bir işletme açmayarak başka bir işverenin veya bir diğer meslektaşının yanında ücretli olarak çalışan ve dolayısıyla vergi kaydı bulunmayan meslek mensuplarının, bu sicil ve odalara kayıt olmaları imkan ve zorunluluğu yoktur. Bir başka söyleyişle, ücretli veya ondalıkla çalışan bir meslek mensubunun kayıtlarının tutulduğu bir sicil/oda mevcut değildir. Bu kurumsal eksiklik bir yana, ücretli veya ondalıkçı olarak bir işverenin yanında çalışan meslek mensuplarının, mesleki becerilerini kanıtlamaları için belge ibrazı gibi bir zorunlulukları da yoktur. Yani, bir esnaf işletmesi açmak isteyen meslek erbabının, belgeye sahip olduğunu kanıtlaması gerekirken, bir ticari işletmede ücretli olarak meslek icra edenlerin, mesleki belge ibraz ve kanıtlama zorunlulukları bulunmamaktadır. Daha açık bir örnekle anlatmak gerekirse, kendi adına/bağımsız çalışmak üzere esnaf işletmesi açmak isteyen bir sanatkarın, mesleki belgesini ibraz zorunluluğu bulunmasına karşın, aynı sanatkarın, ticaret odasına kayıtlı bir tacirin ticari işletmesinde ücretli olarak çalışması halinde böylesi bir belge ibrazına gerek yoktur.

Bu çelişkili durumun hukuki açıklaması yapılırken denilmektedir ki; “Tacirlik” bir meslek değil, organizasyon ve girişimcilik faaliyetidir. Dolayısıyla, tacirin bir ticari işletme açarken mesleki becerisini kanıtlama zorunluluğu yoktur. Ancak, esnaf ve sanatkarlık bir meslektir ve dolayısıyla esnaf işletmesi açmak isteyen bir kişinin, mesleki becerisinin mevcut olduğunu, belge ile kanıtlanması gereklidir.

 Bu açıklama, hukuken doğru olsa da  eksiktir. “Tacirlik” bir meslek değildir ama tacirin, meslek erbabı istihdamını gerekli kılan ticari faaliyetlerinde tüm çalışanların, mesleki belgeye sahip olma gereklilikleri vardır. Oysa, uygulama  böyle değildir. Örneğin; Bir kuaför işletmesi açmak isteyen tacir, belge sahibi bir berberi yanında çalıştırdığını adeta usulen göstererek (bürokratik bir formaliteyi yerine getirme bağlamında) ticari işletmesini açmakta, ama bu işletmede çalışan diğer meslek erbabının belgeli olduklarını kanıtlama gibi bir mükellefiyeti bulunmamaktadır. Aslında, ücretli çalışan meslek erbabının kayıtlarının tutulduğu bir sicil ve/veya Oda mevcut bulunmadığı için tacirleri bu konuda sorumlu tutabilme olanağı da yoktur ve bu, önemli bir eksikliktir.

Bu eksikliğin giderilmesi; tüm belge sahibi esnaf ve küçük sanatkarların kayıt olacakları, barolar örneği sicil/kütük kuruluşları oluşturulmasıyla veya mevcut esnaf ve sanatkarlar sicili ile esnaf ve sanatkarlar odalarına, ister kendi adlarına bağımsız olarak faaliyet göstersinler, ister ücretli veya ondalıkçı olarak bir işverenin yanında çalışsınlar, tüm meslek erbabının kayıt olmalarının temini ile mümkün gözükmektedir.

Haziran 20202, Ersen Yavuz