Skip to main content
III. Topyekün Harp ve Türkiye Yol Ayrımında- Orhan Karakuş

III. Topyekün Harp ve Türkiye Yol Ayrımında- Orhan Karakuş

Dünya gidişatını III.  Dünya Topyekun Harbi olarak tanımlamaktayım. Ülkede nefsi mülkiyetçi düzeneğin izdüşümü olan “ucube rejim ve muhalif görünümlü ikizine”  karşı bir konum ve yönelim taşıyan bu küme henüz değişim yönünde sağlıklı bir iradenin bileşeni olmasa da önemli bir eğilimi ortaya çıkartmıştır.

Matruşkai Demokrasi…

2001’de ikiz kulelere saldırısı sonrası  “ya bizdensin ya da şer gücüsün” bölüntüsüyle başlayan ve Rusya’yı  ülke olarak yok etme, Asya’nın işgali hedefli  batılı ABD-İngiltere  odaklı emperyal güçler ile  dünya  kaynaklarına çullanmak isteyen Çin güdümündeki doğu tiranlıkları  arasında tüm ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve sosyo-psikolojik alanları kapsayan  geniş tanımlı derin bir harp sürmektedir. Bu hal ve vaziyeti  III.  Dünya Topyekun Harbi olarak tanımlamaktayım. Bu konuda pek çok irdeleme yazısını ve vicdani politik çıkış istikametinin mevzi hattı olan “sulh ve hakkaniyet cephesi”  irdeleme yazılarımda ve  Türkiye’deki  14 Mayıs 2023  seçimleri öncesi kamuoyuna sunduğum tutum belgesinde de durumu ele aldım.  Bknz. www.gelenekvegelecek.com  

 14 Mayıs 2023  Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi  Mustafa Kemal Atatürk  sonrası  genel oya dayalı  “matuşkai demokrasi” tarihinde en kritik  Cumhurbaşkanlığı ve TBMM milletvekili  seçimi oldu. Seçimlerin dayandığı yasalar, seçimlere katılan partilerin anti demokratik lider ve şebeke sultası altındaki  faşizan yapıları, adil olmayan seçim süreçlerinde (kamu kaynaklarının iktidardaki parti/partiler lehine kullanmak ve diğer partiler ve adayları rencide edici usuller ve ayrıştıcı üslup da dikkate alındığında) bükülen  seçmen iradesi ve seçimlerde şeffaflık açısından şüpheli durumlar tek tek irdelenmesi gereken konular   demeti oluşturmaktadır.

Konu hakkında içsel konuşmak genel meselemiz olan Türkiye yol ayrımındadır, mesele boyutunu daraltır. Bunlara yeri geldikçe değinmek üzere cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının YSK açıklamasını bir not olarak burada nakledelim. Tutanakların birleştirilmesi sürecinde ortaya çıkan geçersiz oy 1.037.104,  % 1,85,   tahmini olarak %2 (2.100.000)  civarında kaymalar olabilirliğini düşündüğümüzde buradaki oy dağılımındaki  tartışmalı durumların varlığı (Türkiye genelinde bazı sandıklara ve kimi illerde tüm sandıklara itirazları da gözetirsek) önümüzdeki ikinci tur seçimlerine şefaflık açısından gölge düşürecek niteliktedir. Bu  durum Cumhurbaşkanı adaylarından biri olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim değerlendirmesine de yansımış  “her oyun hesabı  mutlaka sorulacak” tutumu ile kamu vicdanındaki bu soruyu açığa çıkarmış ve şeffaflıkta yerini bulmayan bir eğrelti durumu deklare etmiştir. YSK açıklaması:

YURT İÇİ, YURT DIŞI VE GÜMRÜK SANDIKLARI DAHİL CUMHURBAŞKANI SEÇİM SONUCU

KAYITLI SEÇMEN SAYISI

64.145.504

OY KULLANAN SEÇMEN SAYISI

55.833.153

GEÇERLİ OY SAYISI

54.796.049

GEÇERSİZ OY SAYISI

1.037 104
KATILMA ORANI

% 87.04

ADAYIN ADI SOYADI

YURT İÇİ SEÇİM SONUCU

YURT DIŞI SANDIK SEÇİM SONUCU

GÜMRÜK KAPILARI SANDIK SEÇİM SONUCU

TÜRKİYE GENELİ TOPLAM

ORAN (%)

RECEP TAYYIP ERDOGAN

26.086.102

967.180

80.567

27.133.849

% 49,52

MUHARREM INCE

216.470

15.759

3.554

235.783

% 0,43

KEMAL KILIÇDAROĞLU

23.873.749

665.111

56.318

24.595.178

% 44,88

SINAN OGAN

2.796.613

28.218

6.408

2.831.239

%5,17

           

GENEL TOPLAM

52.972.934

1.676.268

146.847

54.796.049

% 100,0

% 5,17 güç yığınağı ve Sinan Oğan…

Başında kararlı gibi görünen  ancak tutumunda  belirsizlikler ve bocalamalar  taşıyan  aday Muharrem İnce’nin  “fostirk çöküşü” sonrası ikiz ittifaka mesafeli duran seçmenin tepkisi, daha çok Ata İttifakındaki Zafer Partisi liderliği “gölgesinde kalan” ve Türkiye’deki  göçmen ve sığınmacı meselesiyle taşınamaz boyuta varan demografik bozunuma vurgu yaparak güç toplayan  adaylardan Sinan Oğan için dayanak olacak hassasiyetli bir yığılma kümesi oluşturmuştur.  Nefsi mülkiyetçi düzeneğin izdüşümü olan “ucube rejim ve muhalif görünümlü ikizine”  karşı bir konum ve yönelim taşıyan bu küme henüz değişim yönünde sağlıklı bir iradenin bileşeni olmasa da önemli bir eğilimi ortaya çıkartmıştır. Toplumsal tabanda batılı ve doğulu güçlere karşı bir değişim /taşma direnci olmasına ve tarihselde kendine akış yatağı aramasına rağmen henüz değişim iradesi oluşturmayan Türkiye’nin dinamiklerinden bir eğilim ikinci tur seçimlerde kendine has tavırları olan “milli  kilit”  aktörlerini ortaya çıkarmış ve  şekli olarak “yeni iktidar” süreçlerine de paydaş olabilme sürecine dahil olmuştur.

 28 Mayıs İkinci tur seçimi  ve şartlı  tavır

Daha önce kaleme aldığım, “tutum belgesinin” gereği  kısmi protesto tavrımı  meclis seçimlerinde hiçbir ittifak ve partiye oy vermeyerek, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vererek  icra ettim. Şimdi İkinci tur için yeni bir dinamik devreye girdiğinden Sinan Oğan’nın tutumunu da gözeterek,  NATO’cu ve batılı güç merkezlerinden   uzaklaşılması şart notuyla oyumu Kemal Kılıçdaroğlu lehine kullanacağım.     

 Sürmekte olan  topyekun harbin  nükleer boyutlu tehdidi yanında kendi ülkemizdeki ekonomik, sosyal, politik ve kültürel  krizlere ek olarak küresel iklimsel değişim ve doğal afetlerin de  etkisiyle tüm yeryüzü toplumları “kaos, açlık ve kuraklığa” sürüklenmektedir.  

Oyalama ve oyalanma süreçleri tükenmektedir. Hakkaniyetli toplum devleti marifetiyle sulh yapıcılığı ekseninde vicdani politik hatla değişimi toplumcu hürriyet nizamı istikametinde oluşturabilmekten başka kati şart ve imkan kalmamıştır.  Toplumcu yurtsever bir hareket dinamizmini her alanda örmek, sulh ve huzuru ülkemizde ve yeryüzünde tesis etmeye katılımcı olmak,  19 Mayıs 1919’un  kurtuluş ve kuruluş ruhunu kültürel devrim imbiğinden günceldeki ruhi  fitratımızda diriltmek vazgeçilmez ve ertelenemez bir vazifedir.  

Allah kerim vesselam…                                                                                                  19.05.2023 Orhan Karakuş