Skip to main content
1914 Seçimleri ve Birinci Dünya Savaşı– Haluk Başçıl:

1914 Seçimleri ve Birinci Dünya Savaşı– Haluk Başçıl:

Osmanlı kimliği altında etnik-dini toplulukları, bir arada tutan, birlikte yaşama hizmet eden Hıristiyan milletler örgütlenmesi, kapitalizm ile birlikte etnik-dini kimlikler temelindeki ayrılıkçı yapıya dönüştüler. Adeta “devlet içinde devlet” -paralel bir devlet yapısı- konumlarıyla Ermeni ve Rumları Patrikhaneleri ayrılıkçılığın, “bağımsız devlet” oluşturmanın en büyük savunucu haline geldiler.

Parlamentonun Ayan Meclisi’nin, 1912 erken seçimlerini ve sonuçlarını iptali sonrasında üç ay içinde yapılması gereken yeni seçimler, Balkan savaşları nedeniyle ancak iki yıl sonra yapılabildi. 

  1. Siyasi Ortam

Birinci Balkan Savaşında yenilen Osmanlı, Makedonya’yı ve Trakya’yı -ekonomik ve kültürel olarak en gelişmiş şehri Selanik’in yanı sıra Edirne ve Kırklareli’yi de- kaybetmişti.  İkinci Balkan Savaşı ile ancak Trakya’yı kurtarabilmiş, böylelikle kaybettiği toprakların bir kısmını geri almıştı. Rumeli’deki topraklarının % 83’ünü kaybeden Osmanlı İmparatorluğu, askerî gücünü de büyük ölçüde yitirmiş ve yıkılmanın eşiğine gelmişti.  1914 seçimleri böylesi bir ortamda yapılıyordu.  

  • Çarlık Rusya’sı, İngiltere ve Fransa, Balkanlarda ayrılıkçı milletlere verdiği desteği şimdi de Anadolu’daki ayrılıkçı Ermeni ve Rumlara veriyordu. Ermeni ve Rum ayrılıkçı komita ve silahlı çete faaliyetlerinin yürüttüğü şiddet-terör hareketlerine destek veriyorlar, Saray ve yürütme erkinin önüne de Balkanlarda yaptıkları gibi “ıslahat” programını dayatıyorlardı. İttihatçılar Anadolu’nun Balkanlara dönüşmesini önlemeye çalışırken, Rusya-İngiltere ve Fransa ise ayrılıkçılarla birlikte Anadolu’yu da Balkanlaştırıyordu.
    • Anadolu’yu sarsan Ermeni ayaklanmaları kullanılıyor ve 1895’de hazırladıkları “reform tasarısının” hayata geçirilmesini istiyorlardı.
    • Balkanlardaki Hıristiyan milletlerinin kendi devletlerini kurmaları ve Birinci Balkan Savaşında Osmanlı devletinin ağır yenilgiye uğrayarak dağılmanın eşiğine getirmeleri; Anadolu’da yaşayan Ermenilerin ve Pontus Rumların bağımsızlık arzularını harladı.   
    • Birinci Balkan Savaşı sonrasında toplanan Ermeni ayrılıkçı hareketleri,  “Küçük Asya meselesinin Rumeli meselesinin çözümünden sonra ele alınması” için iç ve dış güçlerini harekete geçiriyorlardı. 
    • Babıali baskını ile yürütme erkini yeniden ele alan İttihatçıların 1913 Martından itibaren Ermeni meselesine ilişkin çeşitli düzenlemeler ve ıslahat çabalarına girmesi ne Ermenileri ne de “Büyük Güçler” i tatmin etti.
  • Karl Marks, 29 Mart 1854’te “Yunan Ayaklanması” başlıklı yazısında, Osmanlı devletinin “Ortodoks Hıristiyan Millet Sistemi”ni ele alıyordu:
    • Patrikhanenin-papazların, Ortodoks toplumun “hem yargıcı, belediye başkanı, öğretmeni, vasiyetname uygulayıcısı, vergi tayin edicisi, sivil yaşamın her işiyle ilgilenen kâhyası, hizmetkarı değil patronu” olduğunu,
    • Devletle kilise, sivil yaşamla dinsel yaşam iç içe geçtiğini, birbiriyle özdeş olduğunu söylüyordu.

Osmanlı kimliği altında etnik-dini toplulukları, bir arada tutan, birlikte yaşama hizmet eden Hıristiyan milletler örgütlenmesi, kapitalizm ile birlikte etnik-dini kimlikler temelindeki ayrılıkçı yapıya dönüştüler. Adeta “devlet içinde adeta paralel bir devlet” konumundaki Ermeni ve Rumları Patrikhaneleri de ayrılıkçılığın, “bağımsız devlet” oluşturmanın en büyük savunucu haline geldiler. Patrikhane ve ayrılıkçı komitalar, Ermenice ve Rumca konuştukları topraklarda yaşayan Türkleri yerlerinden etmeyi, yurtlarından kovmayı ulusal bildiler.  Parlamenter sistemi de Osmanlı devleti içinde ortak yaşamı sağlamanın bir zemini olarak değil, ayrılıkçı amaçlarına ulaşmanın bir yolu olarak gördüler. 

  1. Anti-İttihatçı İttifak:

Saray ve yakın çevresi ordunun yüksek kademelerinde bulunan komutanlar, ulema (din bilginleri), toprak ağaları, emperyalist devletlerin işbirlikçisi büyük tüccarlar, komisyoncular, mali sermaye sahiplerinden oluşan anti-ittihatçı ittifakın iktidarı;

  • Birinci Balkan Savaşında Makedonya’yı ve Trakya’yı -Edirne-Kırklareli- de dahil kaybetmenin,
  • Galip devletlerin dayattığı “barış şartlarınca” bu kayıpları sineye çekince de İttihatçılar tarafından  hükümet darbesi ile iktidardan uzaklaştırılmanın,

ezikliği ve moral bozukluğu içindeydi.  1914 seçimlerine katılıp, seçimlerde dile getirecekleri ne bir iddiaları, ne insanlara iletecekleri sözleri kalmıştı.  

  1. İttihat ve Terakki Cemiyeti

“Vatan elden gidiyor” duygu ve düşüncesiyle harekete geçen, büyük bir cesaret ve ataklıkla anti-İttihatçı iktidarı alaşağı ederek yönetim erkini yeniden ele geçiren İttihatçılar ise:

  • Son bir gayretle Trakya’yı yeniden vatana katmanın –Edirne ve Kırklareli’ni kurtarmanın,
  • Osmanlıya dayatılan Midye-Enez hattını geçersiz kılmanın,

 gururunu ve onurunu taşıyordu. 

  1. 1914 Seçimlerinde Ermeni ve Rum Milleti

Ermeni örgütlü yapıları, 1912 seçimleri sürecinde içine düştükleri dağınıklığı aşmışlar ve Ermeniler Cemaati içindeki bütün örgütlü yapıları ve unsurları bir çatı altında bir araya getirmişlerdi. Patrikhane, Taşnaksutyun, Sosyal Demokrat Hınçak ve Ramgavar’ın temsilcilerinden oluşturdukları Meclis-i Muhtelit (Karma Meclisi) üzerinden ittihatçılarla  seçim tartışması yürüttüler. 

  • Seçim yasasına göre 50.000 nüfusa bir mebus düzenlemesinin kendilerine uygun olmadığını, Ermeni nüfusunun iki milyonu geçtiğini ve buna göre de 20’den fazla mebus çıkarmaları gerektiğini, ancak bu sayıya hiçbir şekilde ulaşamadıklarını,  
  • Ermenilerin kendi mebuslarını kendilerinin seçmesi gerektiğini,
  • Meclisin, Arap, Kürt, Ermeni ve Türklerin sadece kendi adaylarına oy vererek seçtikleri mebuslardan oluşmasını, 

dile getirerek, seçim yasasında değişikliklere gidilmesini istediler. Seçimlerin “nispi temsil sistemine” göre yapılmama durumda seçimlere katılmayacaklarını söylediler. 

İttihatçılar ise nispi temsil sistemine karşı çıktılar. Ermenilerle diğer toplulukların iç içe yaşadığını, nispî temsile esasının teknik olarak uygulanamayacağını, daha da önemlisi bunun ülke ve toplum bütünlüğünü tehdit edeceğini belirtiler. Her iki taraf da seçim tartışmalarını birlikte oluşturdukları “özel seçim komisyonu”nda sürdürdüler. Ermeni mebus sayısını ve nüfus olarak az oldukları yerlerde de Ermeni adayların seçilmesini ele aldılar. Ellerinden geldiğince Ermeni cemaatinin isteklerini karşılamaya çalıştılar:

  • Ermeni Milletine 20 mebus kontenjanı,
  • Ermeni kökenli adayların da Ermeni cemaatince belirlenmesi,
  • Ayrıca “İdare-i Vilayât Kanunu”nda değişikler yapılması, mahkemelerde ve resmi dairelerde Ermenicenin kullanılması, 

hususunda ortaklaştılar. Ancak Ermeni tarafı kendi vekillerini seçecekleri nispi temsile dayalı seçim sisteminin kabul görmemesi üzerine “özel seçim komisyonu” çalışmalarından çekildiler. Ardında da seçimlere katılmaktan vazgeçtiklerini açıkladılar. Bu dönemde Rusya ve Almanya’nın önderliğinde hazırlanan Doğu Anadolu’yu iki bölgeye ayıran ve başlarına da iki Avrupalı valinin atanacağı  “Doğu Anadolu Islahatı-Ermeni Islahatı”nda sona yaklaşılması, Ermenileri seçimleri boykot kararından vazgeçirdi. İttihatçılarla ipleri koparmadan görüşmeye ve pazarlık yapmaya devam ettiler.

İttihatçıların ve ayrılıkçı Ermeni Patrikhanesi ve milliyetçilerin 1914 seçim politikalarına ilişkin amaçları farklı farklıydı:

  • İttihatçılar izledikleri seçim politikasıyla, Ermeni Patrikhanesini birlikte yaşam zeminine kattıklarını,
  • Ermeni Patrikhanesi ve Ermeni milliyetçileri ise:
    • Seçilecek mebus sayısını arttırarak ve adaylarını da kendilerinin belirlemesiyle, 
    • Seçilen Ermeni mebusların, Avrupalı devletlerinin gözetiminde yapılacak ıslahat programına verecekleri destek ve çalışmalarıyla,

 özerklik ve bağımsızlık emellerine katkıda bulunacaklarını düşünüyordu. 

Osmanlı devletinin birliği ve bütünselliğini sağlamak isteyen İttihatçıların ayrılıkçı Ermeni patrikhanesini ve milliyetçilerini Osmanlı devleti içinde tutmak için yaptıkları çabaların bir benzeri, yıllar sonra Türkiye cumhuriyetinde de (zamana –mekanda)• görülecekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği ve bütünlüğü için 1991 genel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti, ayrılıkçı Kürt milliyetçilerinin ağırlıklı olduğu Halkın Emek Partisi’nin -HEP’in- parlamentoya girmesi için çaba harcayacaktı. HEP’in belirlediği 18 milletvekili adayı SHP listelerinden Meclise girecekti. Bu milletvekilleri de,  Meclis-i Mebusan’a seçilen Ermeni milletvekilleri gibi ayrılıkçı milliyetçi siyaseti savunacaklardı. Mecliste milletvekillerinden ikisinin TBMM yemin töreninde yarattıkları kriz, meclis grubunun da ayrılıkçı PKK’nı sivillere yönelik şiddet ve terör eylemleri ile arasına mesafe koymaması, hem “birlikte yaşam”dan yana olan Kürtleri ve Türkleri, hem SHP’yi zora sokacaktı. 

Seçimler

İkinci Balkan Savaşının galibi olarak İttihatçılar, 1914 seçimlerine oy kaygısından uzak, siyasi rakipsiz olarak girdiler. Ermeni ve Rum Milleti”nin Anadolu’da yürüttükleri ayrılıkçı komitacılık ve silahlı çete faaliyetlerini bırakarak Osmanlı’nın birliğini ve bütünlüğünü meclise yansıtan bir politika izlediler. Bu amaçla Ermeni ve Rum milletinin temsilcileriyle, Patrikhanelerle görüştüler. Yaşanan toplumsal sorunları parlamenter sistem içinde birlikte çözmek, bir arada yaşamak anlayışını savundular. Ermenilerle yaptıkları anlaşmanın bir benzerini Rumlarla da yaptılar ve onlara da 17 mebus kontenjanı vererek birlikte seçimlere gittiler.

Bu seçimler, Makedonya, Tunus ve Libya vilayetlerinin, dolayısıyla da seçmen sayısının da yaklaşık %20’sinin yokluğunda yapıldı. Dolayısıyla da Meclisi Mebusan’da artık bu bölge mebusları yer almayacaktı.

 

Zaman-Mekan; kavram  coğrafi bir alanı değil, tarihsel zaman diliminde; insanın ve toplumun üzerinde yaşadığı topraklar, eco-sistem, üretim faaliyeti, toplumsal yapısı, mülkiyet, kır-şehir bütünselliği, diğer topluluklarla kurduğu ilişkiler, konuşma ve yazı dili, inancı, tarihsel geçmişi, mimarisi, kültürü, örf ve adetleri, devlet yapısı (hegemon- siyasi erk ilişkisi ve bunların elinde tutuğu şiddet dahil tümünün  düşünce ve pratikleri içerir. 

 

Devam edecek: Weltpolitik ve Ermeni Techiri

 

Kaynaklar

  1. Gazete Yazıları, Karl Marx, Yunan Ayaklanması, Sel Yayıncılık, 2008, sf 47
  2. 1914 Seçimleri Sürecinde İttihat ve Terakki Partisi’nin Ermenilerle Uzlaşma Çabalarının Osmanlı Basınına Yansıması, Bitlis Eren Üniversitesi Erdem KARACA, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 10 Sayı 19 (Bahar 2014), http://www.ctad.hacettepe.edu.tr/10_19/4.pdf
  3. Osmanlı Döneminde Balkanlar (1774 -1914), Dr. Öğr. Üyesi Neriman Ersoy-Hacısalihoğlu, İstanbul Üniversitesi Açık Ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, Tarih Lisans Programı, http://auzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/tarih_ao/odbalkanlar1774_1914.pdf
  4. Balkanlarda Komitacılık Ve Çetecilik: II. Meşrutiyet Dönemi Meclis-İ Mebusan Oturumlarında Yapılan Tartışmalar Ve Çözüm Önerileri Üzerine Bir Değerlendirme, Prof. Dr. Mehmet Çanlı, Hitit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/411435
  5. Birinci Meşrutiyet ve Meclisi Mebusan, Dr. Sina Akşin, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/430/4809.pdf
  6. Meşrutiyetin İlânı ve İlk Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı, Yılmaz KIZILTAN, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, http://www.gefad.gazi.edu.tr/tr/download/article-file/77224
  7. MECLİS-i MEB‘ÛSAN, İslam Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/meclis-i-mebusan
  8. Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Prof. Dr. Cezmi Eraslan, İstanbul Üniversitesi Açık Ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Tarih Lisans Programı, http://auzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/tarih_ao/tctarihi.pdf
  9. Fransız Diplomatik Belgeleri Işığında Balkan Savaşları Dönemi’nde Ermeni Komiteleri Delegelerinin Londra Toplantısı Ve Büyük Güçler, Doç. Dr.Salih TUNÇ Akdeniz Üniversitesi, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/498436
  10. Osmanlı Belgelerinde. Ermeni İsyanları (1878-1895), Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı. Yayın No: 95, https://www.devletarsivleri.gov.tr/varliklar/dosyalar/eskisiteden/yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/osmanli_belgelerinde_ermeni_isyanlari_1878_1895_1.pdf