Skip to main content
Bağımsızlık – Saffet Bilen

Bağımsızlık – Saffet Bilen

Cumhuriyetin yüzyılını üç dönemde incelemek gerekir.

Emperyalist işgal girişimine mücadelenin ardından; Kuruluş dönemi birinci dönemdir.

Serbest piyasacılığı benimseyen ama mutlak görmeyen, bağımsız bir rota tutturan dönemdir. Sosyal yapıda yurt sevgisi ve liyakat temelli bir söylem ve uygulama egemendir.

İkinci dönem 45 sonrası dönemdir.

ABD’ye tam teslimiyet dönemi.

‘Küçük Amerika’ olacağız diye ABD’ye öykünülen bu dönem de, A’dan Z’ye ABD denetimi kuruldu yaşadık biliyoruz.

Ülke ABD’nin o günkü rotasına uyduruldu hızla. Bu rota, Ulusal bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerin ABD’yi örnek alarak yürüyen, iki partili bir parlamentoya sahip, Hafif sanayiye dayalı, dolara, serbest piyasaya ve ithalata, ihracata dayalı bir ekonomik yapının kurulduğu bir rotadır.

Serbest pazarın olmazsa olmazı karayolları ve hafif sanayi de çalışacak insan ihtiyacının yönlendirdiği köyden şehire akının hızlandığı, yurt sevgisi temasının ve liyakata, yeteneğe dayalı kariyer patikasının açık olduğu, birey bazında sosyal hareketlilik, eğitim ve meslek yoluyla yükselme şansının devam ettiği bir dönem idi.

Üçüncü dönem, içinde yaşıyoruz. 90 yılında SSCB’nin dağılması ardından başladı.

Kimlik politkacılığının ortaya çıkıp hızla yükseldiği, siyasi ortamın en tepesine yerleştiği, düşünsel norm haline geldiği, serbest piyasacılığın en vahşi uygulamalarının devreye sokulduğu, kamuya dair her şeyin ortadan kalktığı, sözlükten bile silinmek üzere olduğu bir süreç yaşanıyor.

Bütün bu işler üstelik anti ABD söylemi ile gerçekleşiyor.

Ama altı boş.

Yurt sevgisi eser miktarda artık.

Liyakat ise o da bir sözlük maddesi.

Kimlikçi bir ön ek yükselmenin ana koşulu.

Birinci dönem, kuruluş ve bütünlüklü bir toplumsal yükselme dönemidir.

Bağımsız bir kafa yön vermektedir yönelime.

İkinci dönem, ABD’nin bize biçtiği dona harfiyen uymaya çalışan bir dönemdir bu dönem. Bağımsızlık fikri ve takipçiliği egemenlerden halka geçmiştir.

Üçüncü dönem ise, ABD’nin ihtiyaçlarına ve içindeki çelişmelere göre belirlenecek gelişmelere gebedir, onlardan bağımsız hiçbir şey olmuyor esasta.

Verili çelişik durumun ana sebebi ABD içindeki çatışmadır.

Esip gürleyen ama gerçek manada bir adım atmayan egemen söylemin yapageldiği bir iş var. Bağımsızlık fikrinin altının boşaltılması.

Bir dönem öncesi fikri sahiplenmiş olan gençlik önderleri ise hem düzen içi konumlanmalar, hem de ram oldukları ideolojik bakışın, Marksizm, etkisi ile bırakmış durumda bu fikrin takipçiliğini.

Bağımsızlık fikri sahibini arıyor bu ülkede.

Çıkışın yolu burada.

Ayağını basacağı arka plan ise;

Mustafa Kemal Atatürk,

Deniz Gezmiş,

Mahir Çayan’da.