Büyük Savaş, Çöken Avrupa ve İşgal Altındaki Almanya – Haluk Başçıl
Birinci Dünya Savaşında Almanyayı yenen Müttefikler, yaptıkları bir takım anlaşmalarla onu kendi haline bırakmışlardı. Bundan yararlanan Almanya yirmi yıl içinde daha da güçlenmiş ve yeni savaşı başlatmış, ancak tekrar yenilmişti. Bu kez müttefikler daha önce yaptıkları hatayı tekrarlamadılar. Almanya’yı Nazilerden kurtardıktan sonra onu kendi haline bırakmadılar. Bir daha kendilerine baş kaldıramayacak şekilde parçalayıp, çıkarlarına uygun bir şekilde yeniden yapılandırdılar.
Nazi Almanya’sının işgal ettiği ülkelerde; devlet yapısını dönüştürmesini, sanayi, tarım ürünlerini yağmalamasını, savaşın maliyetini onların üstüne yıkmasını ele aldık.
Nazi işgaline uğrayan ülkelerin, savaş bittiğinde karşı karşıya kaldıkları:
- Savaş yıkımını,
- Çökmüş devlet ve parçalanmış toplumsal yapıyı
Fransa örneği üzerinden ortaya koyduk.
Nazi işgali dışında kalan İngiltere’de; devletin ayakta kalmasına, ülke zenginliklerini yağmalatmamasına rağmen yaşadığı çöküşü de ele aldık.
Bu yazıda, işgal eden ve yıkan gücün, işgal edilmesini ve yıkılmasını; Nazi Almanya’sının Müttefikler ordularca işgalini ve Nazi devletinin tasfiyesine gireceğiz. Almanya’nın doğusu işgal eden Kızıl ordu ile Batısını işgal eden Amerikan-İngiliz ve Fransız ordusu burada kendi egemenliklerini ilan ettiler. Böylelikle Almanya; Doğu’da Demokratik Almanya ve Batıda Federal Almanya olmak üzere iki bölündü.
Bu yazıda sadece Batı Almanyayı ele alacağız. Kızıl ordu tarafından işgal edilen doğu Almanyayı ve burada SSCB’nin devleti, toplumu sosyalist ideoloji temelinde yeniden yapılandırılması (sosyalist Demokratik Almanya) konusuna girmeyeceğiz.
İşgal ve Tasfiye edilen Nazi Almanya’sı
Müttefikler Birinci Dünya Savaşında Almanya’yı yendikten sonra yaptıklarını gibi bir takım anlaşmalarla onu kendi haline bırakmışlardı. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorlardı. Onu tekrar etmeyeceklerdi. Almanya’nın Nazilerden kurtardıktan sonra onu kendilerine bir daha baş kaldıramayacak şekilde yeniden yapılandırmada kararlıydılar.
Bunun hem maddi koşulları hem de toplumsal meşruiyeti vardı:
- Yenilen Nazi Almanya’sı:
- 19 milyon askerin ve 15 milyon sivilin ölümüne yol açmış,
- Altı milyondan fazla Avrupalı Yahudilerin sistematik soykırımı yapmış,
- Muhaliflerini işkenceyle, kurşuna dizmelerle, toplama kamplarıyla yok etmiş,
- İnsanlık dışı iğrenç suçları işlemiş bir ülkeydi.
- Müttefik ülkelerde toplum;
- Alman hava güçlerinin şehirlerini yıkıp yakmaları,
- İşgal ettikleri ülkelerde insanları aşağılamaları, işledikleri iğrenç suçlar ve ülke zenginlikleri yağmalamaları,
- Almanya’ya doğru ilerleyen müttefik orduların açığa çıkardıkları toplama-imha kamplarına ilişkin görüntü ve haberler,
nedeniyle Nazilere karşı öfke, nefret duyuyorlardı.
Almanya’nın işgali sonrasında Churchill, Truman ve Stalin 1945 Temmuz ayı sonunda Almanya’da bir araya geldiler. Almanya’nın kaderi belirlediler ve ”Postdam Konferansı” adı altında Almanya’nın geleceğini belirlediler ve karar altına aldılar:
- Nazi Almanya’sının işgal ettiği topraklar geri alınacaktı.
- Avusturya’nın Almanya’dan ayrılması sağlanacaktı.
- Almanya’nın “demokratikleştirilmesi”ne gidilecekti.
- Almanya, Avusturya’nın yanı sıra Berlin, Viyana da bölünecekti.
- Savaş suçluları yargılanacaktı.
- Almanya ile Polonya arasındaki geçici sınırı şimdilik Oder-Neiße Hattı olacaktı.
- Doğu Avrupa ülkelerinde etnik arındırmaya gidilecek, toprakları üzerinde yaşayan Alman kökenli vatandaşları zorunlu göçe tabi tutularak, Almanya’ya sürülecekti.
Almanya’nın işgal güçleri Postdam Konferansında aldıkları kararları hayata geçirmeye başladılar.
- Denazifikasyon Politikası
Müttefik ülkeler Nazileri işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırmak ve devlet içinde, toplumsal yapıda denazifikasyon (devletin ve toplumun Nazizm’den arındırılmasına) için harekete geçtiler. Bu amaç doğrultusunda:
- İleri gelen Nazi yöneticileri yargılamak için Nürnberg mahkemesini kurdular.
- Devlet kurumları, yerel yönetimler, sivil örgütleri, sanayi ve eğitim veya basın işleri içinde yer alan Nazi kadrolarını görevlerinden uzaklaştırdılar.
- Nasyonal Sosyalist Partiyi fesih ettiler ve yenisinin kurulmasını, paramiliter faaliyet amaçlı her türlü sportif aktiviteyi,
- Nazizm sendikalar yerine kurduğu Alman Emek Cephesini,
- Nazi veya militarist her türlü yayının basılmasını yayınlanmasını ve dağıtılmasını,
- Alman polis makamlarının işgal bölgelerindeki Alman vatandaşlarının siyasi faaliyetlerini denetlemesini
yasakladılar.[1]
Nazizmin toplum üzerindeki etkilerini kırmaya giriştiler. Ancak denazifikasyon işleri planlandığı gibi yürümedi. Müttefikler arasında çıkan anlaşmazlık, kapitalizm-sosyalizm çatışması ortak bir şekilde alınan kararları geçersiz kıldı. Bu çatışma kısa bir süre sonra “soğuk savaş” adı altında kurumsallaştırıldı ve SSCB yıkılana kadar sürdü.
ABD önderliğindeki müttefik kanat (eski sömürgeci devletler) Avrupa’da ortaya çıkan ve sömürgelerinde de giderek de tehlikeli bir hal alan, Komünist SSCB’ne karşı açık ve net bir tavır geliştirmek zorunda kaldılar. Ortaya çıkan Komünizm tehlikesine karşı hem Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerde önde gelen Nazi ve faşist yöneticiler, kadrolarla anlaşmaya gittiler:
- Nürnberg mahkemesinde göstermelik bir şekilde 24 Nazi yöneticisini yargılayıp cezalandırdılar. Suçların ve suçluların takibini ve cezalandırılmasından hızla vazgeçtiler. Batı Almanya mahkemeleri de yargıladıkları birçok eski Nazi yöneticiyi, aldıkları emirleri yerine getirdikleri, bunun da neden olarak kabul edip hafif cezalar geçiştirdi.
- Denazifikasyon politikasını önce sürüncemeye bıraktılar, ardından terk ettiler. Savaş ve insanlık suçu işlemiş çok sayıda Nazinin, iş dünyasının bilinen Nazi patronlarının Alman toplumunda normal hayata geri dönmelerini sağladılar[2].
- Aussiedler’in Zorunlu Göçe Tabi Tutulması- Etnik Arındırma
Postdam Konferansında kararları doğrultusunda Orta ve Doğu Avrupa, Balkan ülkelerinde etnik arındırmaya gittiler. Bu ülkelerde yaşayan, Almanca konuşan Aussiedler, Almanya’ya sürüldüler. Zorunlu göç iki dönemde gerçekleştirildi:
- Savaşın hemen ertesinde, 1946’da; 5,9 milyon Aussiedler ABD, İngiltere ve Fransa işgal bölgesine, 3,6 milyon da SSCB işgal bölgesine yerleştirildi.
- 1950 yılında da 7,9 milyon Aussiedler RFA ve RDA’ya yerleştirildi.
Büyük savaş öncesi Hitler’in ırkçı bir temelde ele aldığı “Aussiedler sorununu”nu, savaş sonrasında Stalin, Churchill ve Truman üçlüsü de Hitler gibi ırkçı bir şekilde ele aldılar. Kızıl Ordu’nun işgali ve yönetimi altındaki Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya ve Yugoslavya’da yaşayan 12-16 milyon Aussiedler azınlığı sınır dışı ettiler. Aussiedler ‘in yaklaşık 2 milyonu zorunlu göç sürecinde hayatını kaybetti.[3] Savaş sonrası Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinin yeniden yapılandırılmasında, bu ülkelerde yaşayan ve “azınlık Aussiedler sorununun çözümlenmesi” ve ulus devletlerin “monolitik” toplumsal yapıya kavuşturulmaları amacıyla bu ülkelerde yapılan etnik arındırmayı doğrudan SSCB yürüttü.
Çarlık Rusya’sının SSCB’ne devrettiği “milletler sorununa” getirdiği “kuramsal katkı ve çözüm” ile adı “sosyalist literatüre” geçen milliyetler komiseri Stalin, “Aussiedler sorununu”nu, ABD -İngiltere ile işbirliği içinde ve emperyalizmin sömürgecilik anlayışına uygun bir şekilde yürüttü. Azınlık konumundaki bir halkı, zor ve şiddet uygulayarak topraklarından sürdü. Rusya’da sosyalizm adı altında “milletler sorunu”na yaklaşımı da bundan pek farklı değildi. “Bireyler arasında millet, renk ve ırk bazında her türlü ayrımcılığı mutlak olarak ret eden” “milletler arasında eşitliği” savunan sosyalist ideolojiyle, Aussiedler’e yapılan insanlık dışı girişimin bir alakası olmadığı açıktı.
2020 Temmuz, Haluk Başçıl
Devam edecek: Nazi Alman Devletinin Sonu
[1] Conférence de Postdam, https://fr.qwe.wiki/wiki/Potsdam_Conference
[2] Nürnberg Mahkemeleri, http://aykiriakademi.com/dusunce-balonu/dusunce-balonu-gorus-analiz/nurnberg-mahkemeleri#:~:text=N%C3%BCrnberg’deki%20Mahkemede%20sadece%2024,Nazi’si%20uluslararas%C4%B1%20mahkemede%20yarg%C4%B1land%C4%B1., Haziran 2020
[3] Les migrations en Allemagne : 1945-1996, Rainer Münz, Ralf Ulrich, Revue Européenne des Migrations Internationales Année 1998 14-2 pp. 173-210, https://www.persee.fr/doc/remi_0765-0752_1998_num_14_2_1637, Haziran 2020
Kategoriler
Son Makaleler
-
YIKIM ve KIRIMDAN NASIL ÇIKILACAK?
-
Teknohibrit Harbi Bertaraf İçin Çözüm Yolu- Orhan Karakuş
-
Kültürel Devrim Halkasının Felsefi Dili Deruni Türkçe’nin Sentetik Gücü – Orhan Karakuş
-
Bağımsızlık – Saffet Bilen
-
Bilgeler Meclisi ve Ulu Hakanlık Divanı (BİMUHAD) – Orhan Karakuş
-
Ya Cehennem Ya da Sulh ve Huzur 2 – Orhan Karakuş
-
Ucu Yanık Mektup Değerlendirmesi -Fahrettin Önder
-
Osmanlı’nın Yarı-sömürgeleşmesi, Günümüz ve Çözüm- Saffet Bilen
-
ARAFTAYIZ…1 – Orhan Karakuş
-
2024 Yerel Seçimlerinin İrdelenmesi… – Orhan Karakuş