Şiirler – Orhan Karakuş

Yeni sömürgecilik böyle ortaya çıktı.
Toplumsal hiyerarşinin merkez dışında kalan ülkelerinde toplumsal dönüşümün temel itkisi nedir? İç değişim isteğimi, dış müdahale mi?
‘Yaşam tarzımız tartışılabilir değil’. Baba Bush böyle söylüyordu, 1992 Rio BM toplantısında. “Amerikan rüyası için birlikte mücadele vereceğiz ve 1492’de Kolomb Amerika’yı keşfettiğinde başlayan Amerikan yaşam tarzını koruyacağız ve muhafaza edeceğiz”. Donald Trump, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü töreninde Rushmore Dağı Anıtı’ndaki yaptığı konuşma.
1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, 12 Eylül darbesini ABD Başkanı Jimmy Carter’a “bizim çocuklar başardı” diye haber verdi. ABD Büyükelçisi Spain de Washington’a “endişe edilecek bir durum yok mesajını” geçiyordu.
Devrimci Yol hareketinin liderlik anlayışı, 12 Eylül öncesi olduğu kadar 12 Eylül Askeri Darbesi, mahkeme ve cezaevi süreci de dahil olmak üzere devrimci hareket ve ülkemiz için ağır sonuçlara yol açtı. Toplumda ve devrimci cenahta oluşturduğu derin güvensizlik ve yıkım, aradan kırk yıl geçmesine rağmen giderilebilmiş değil.
1 Mayıslar, Ramazan bayramı bereketi, Kızıldere ve Dar ağacındaki güller anısına.
Tarihsel bir dönemin de “zaman-mekan”nında Ermeniler ve Türkler karşı geldi ve getirildi. Büyük güçlerin konjonktürel hedeflerinden menfaat elde edecekleri düşüncesiyle birbirlerinin kanını akıttılar, karşılıklı katliamlar yaptılar.
Weltpolitikte Kafkaslar –Bakü ve Batum petrol bölgesi-, Orta Asya, Mezopotamya ve Suriye güzergâhındaki Doğu Anadolu önemli bir yere sahipti. “Armanische Hochland – Dağlık Ermeni Arazisi-” dedikleri bu bölge, Doğu Anadolu stratejik birkonumdaydı.
Cihan harbinde, Osmanlı topraklarındaki Çanakkale, Irak, Hicaz-Yemen, Sina-Filistin ve Kafkas cephelerindeki savaş planları Alman Genelkurmayınca yapıldı. Almanya, Büyükelçisi Wangenheim’in “Hem Türk ordusunu hem de donanmayı kontrol ediyoruz” gerçekliğinin ötesinde iç güvenlik de dahil Osmanlı siyasetine el koymuştu.
Ermeniler ve Türkler geçmişte ve bugün, “Zaman-mekan” içinde yaşananları bilmeden ve anlamadan kendileri için iyi, güzel ve doğru bir gelecek tahayyülü de yapamıyorlar.
Cumhuriyetin yüzyılını üç dönemde incelemek gerekir.