Skip to main content
Dünyadaki Kaotik Dallanmalar (1) – Orhan Karakuş

Dünyadaki Kaotik Dallanmalar (1) – Orhan Karakuş

Bu yazı dizisini maksadı kendimden ağrı, 2020 yılı ve yakın tarih 2023 yılları arasında ekosistem bütünlüğündeki örgüsel gelişim dinamiklerinin durum analizini yaparak, bulanık irdelemeleri dayanak alan olası bazı kestirimleri dile getirmeye gayret etmek ve uyum birlikteliği temelinde alınması gereken doğal gidişatla uygun hal tarzlarını ifade etmektir.

1-Dünya kaotik bir sarmalda niteliksel bir değişimi yaşıyor…

Başta atmosferik olaylar ve yer kabuğu hareketleri olmak üzere,  tüm halikin ihtiyaçları gözetilmeden nefsi emarelerine yenik talancı insan marifeti ile tahrip edilen doğal kaynaklar hunharca tüketim çılgınlığı altında hızla yapısal bozunuma uğruyor.  İçinde bulunduğumuz 2000’li yıllarda; atmosfere salınan zehirli atıklardan oluşan hava kirliliği akışkanlığının ağırlıkla sebep olduğu mevsimsel iklim değişimleri ile afet boyutunda kasırgalar ve düzensiz yağışlar altında yaşamaktayız. Çevresel tahribatların biyo sistemi besleyen su kaynakları havzalarında vukuu bulması, orman alanlarının yağma ve talanı, çarpık kentleşme halledilmesi oldukça zor devasa sorunlar üretmektedir. Gaz ve sıvı akışkanlığının yatağı olan atmosferin bozumunu fiziki yerkürede de basınç değişimleri ile mamayı etkileyen magnetik etkilere neden olmaktadır. Yer kabuğunda ve okyanuslarda dipten gelen olağan dışı dalgalanma hareketleriyle derin fay hatları aktifleşmekte, biriken enerjiler fay zonlarından üste çıkmaktadır. Dünyanın her yerinde fiziksel, kimyasal ve biyolojik sistem bozumunu yaşanmaktadır. Bunun dirimsel biyo sistemin, canlılar aleminin bir damlası olan insan türünün alt organize bölüntüsü halindeki sosyal kümelere yansımaları ve beşeri-coğrafi kültürel akışkanla beslenen toplumsal psikolojide derin etkileri oluşmaktadır.  Dünyada fiziksel, kimyasal ve biyolojik alanlarda yavaş süren değişimlerin yanında sosyo-psiko alanda dünyanın gidişatını tamamen yepyeni bir merhaleye taşıyacak niteliksel bir dönüşüm oluşturmaktadır.

2-İklimsel değişim…

 Dünya ile yeni bir buz çağına mı, yoksa zehirli gazlar fışkırtacak depremlerle sarsılan bir  “tarihsel çorbaya” mı evriliyoruz? Bunun tam ve kesin bir analizini sunma ve net açıklamasını mevcut veriler altında yapmak oldukça zor. Belirsizlikleri giderecek hassas verilere ve durulma sürecinin operatörlerini tayin edecek yeni yaklaşımlara ihtiyaç var. Açık olan tek şey, artık her yeni surette  “hiçbir şey eskisi gibi değil.” Durumun matematiksel modellemesinde Lorentz denklemlerine dayalı ve başlangıç verilerine hassas bağlılık altında basit kurallarla ifade etmekte de yetmez. Kuantatif olguların istatistiksel mekaniğine dayalı termodinamik non lineer denklemlerin değişim operatörlerini iyi tanımlı çekirdek fonksiyonları altında irdelemek ve kıymetlendirmek gerekiyor. Eşiğin aşıldığı bu günlerde onlarca değişkenin girdiği çoklu denklem sistemleri modellemesinde iklim değişimin istikameti nasıl ve hangi operatörlerle doğal gidişatla uyumlu hale getirilebilinir? Bu alanda mevcut nefsi mülkiyetçi ilmi siyaset akademisini  “bypas eden”,  vicdani politik rotaya meyilli düzgün alimlerce oluşturulacak dünya genelinde bir inisiyatifin gelişimi zorunludur.

3-“ Korona Çin virusü”…”Ve istihbarat savaşları”

 Sözüm ona dünya ticaretinin uzlaşı ile sürdürüleceği bir anlaşma sonrası, muhtemelen laboratuvar ortamında üretilmiş olan bir viritük bela Çin’den başlayarak tüm dünyayı tehdit ediyor. Güçlü bir algı yönetimi ve dezenformasyon taşıyan bu gelişimin sağlıklı verilerine ulaşabilmek bu maniple medyatik dünyada mümkün değil. Ve de dünyanın tüm ülkelerinde ekonomik-sosyal ve kültürel olarak yaşama dair hiç bir şey gösterildiği gibi değil. Sağlıklı ürünlerin olmadığı GDO’lu gıda ve naylon emtia dolaşımının tüketim çılgınlığı altında gelecekten yiyerek bugünde nefes alıyoruz. Huzur açısından sağlık, güvenlik ve eğitim başta olmak üzere tüm yaşam alanları dünya ölçeğinde çöküşte. Kuzey- batı 2. küresel kadran dışı pek çok ülke ile beraber ülkemiz de çukurda… İran ve Venezuela’ya müdahale ile başlayan III. Dünya harbinin dördüncü evresi (bknz: www.gelenekvegelecek.com)  taktik “istihbarat savaşları” hamleleri olan Kasım Süleymani suikastı, Afganistan’da düşen CIA uçağı ve Türkiye’de MİT müsteşarı Hakan Fidan’a da benzeri tehdit ile dorukta…  Farklı kaotik dallanmaları Noe liberal ırkçılık ve Asya’nın işgali bahsinde dile getirmeye gayret edeceğim.

Baki selamlar… Orhan Karakuş, 31.01.2020