Skip to main content
Ekonomik Krizler ve Seçimler: Avusturya Örneği 1 – Haluk Başçıl

Ekonomik Krizler ve Seçimler: Avusturya Örneği 1 – Haluk Başçıl

Her iki parti de Avrupa ülkeleri içinde en yüksek üyelik oranına sahiptiler. Seçmenlerinin 1/3’ü partilerine üyeydi.

Avusturya’nın Siyasi Partileri

İkinci Dünya Savaşı sonrasında orduda, bürokraside ve faşist parti çalışmalarında görev üstlenmiş kişilerin kuruculuğunu yaptığı Merkez sağ Avusturya Halk Partisinin (ÖVP) tabanını orta sınıf ve muhafazakar kesimler oluşturuyordu.[1]

Merkez sol Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ise aynı dönemde Sosyal İşçi Partisi’nin kadrolarınca kuruldu. Parti üyeleri ve tabanı ağırlıklı olarak işçiler oluşturuyordu.

Her iki parti de Avrupa ülkeleri içinde en yüksek üyelik oranına sahiptiler. Seçmenlerinin 1/3’ü partilerine üyeydi.

Bu iki merkez partisinin dışında: solda Avusturya Komünist Partisi (KPÖ), sağda da faşist tabana seslenen Bağımsızların Seçim Partisi (+WdU) de seçimlere katılan partiler oldu.

Merkez solun dışında, soldaki bir diğer parti Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) idi. Yer altına çekilmiş olan KPÖ de savaş sonrası yasal parti haline geldi ve seçimlere katıldı.

Merkez sağın dışında sağdaki bir diğer parti de faşist tabana seslenen Bağımsızların Seçim Partisi (+WdU) idi. Bu parti savaş sonrası yapılan ikinci genel seçimlerin öncesinde, Avusturya faşist partisinin kadrolarının önderliğinde (+WdU) kuruldu. Girdiği ilk seçimde %10’un üstüne oy aldı. 1956’da günümüze kadar gelen Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) adı altında politik yaşamına devam etti.

Doğu Bloku’nun çökmesi ve 1989’da Berlin Duvarının yıkılmasına kadarki süreçte, merkez sağ ve merkez sol partilerin toplam oyu %83-94 arasında değişti. Bunların dışında mecliste yer alan Komünist partisi 1945-1962 arasındaki seçimlerde oyu %5’in biraz üstündeydi. Dört dönem %4 barajını geçtiği için mecliste yer aldı. Muhafazakar-faşist kırması, (önce +WdU) Özgürlükçü Partisi-FPÖ ise girdiği tüm seçimlerde %4’lük barajı geçti ve mecliste yer aldı.

1945 – 1986 arasındaki 41 yılın 32 yılı merkez sağ ve sol parti koalisyon iktidarı altında geçti. Koalisyon hükumetleri döneminde, meclisteki üçüncü parti olarak FPÖ, 25 yıl boyunca tek başına muhalefet partisi konumunda kaldı.

 

Sağ – Sol Merkez Partilerin Çözülüşü ve Avusturya’nın AB Girişi

Berlin duvarının yıkılışa kadar geçen 45 yıl boyunca ulusal meclis 3 partiden oluştu. Bu üçlü siyasal yapı 1990 seçimlerinden itibaren çözülmeye başladı. Merkez sağ ve sol patilerin toplam oyu ( 1990 seçimlerinde 10 puan) azalırken, ortaya çıkan yeni partiler %4 barajını aşarak meclis giriyordu. Yeni sağpopülist FPÖ’de oyunu önce %16,6’ya daha sonra da %20’lere taşıyordu.

AB’ye katılım öncesi Avusturya’nın ekonomik durum ve sosyal haklar açısından oldukça ileri bir düzeydeydi. Ve her iki merkez partisi de AB’ye katılımı savunuyordu. Yeni sağpopülist politikaları savunan FPÖ ve Yeşiller ise karşı çıkıyordu. Haziran 1994’de iktidardaki merkez sol ve sağ partiler koalisyon hükumeti Avusturya’nın AB katılımını halkın onayına sundu. Katılımın yüksek olduğu referandumda halkın 2/3’ü de AB’ye EVET dedi.

Avusturya’nın AB katılım öncesi ve sonrası dönem verileri karşılaştırıldığında:

  • Bütçe açığı katılım öncesi daha düşük,
  • Dış borç daha az,
  • Büyüme hızının daha yüksek,
  • İşsizlik oranın daha düşük,
  • İç borcu ise daha fazla olduğu görülüyordu.

Toplumun yaşam düzeyini gösteren (gelir eşitsizliğinden en fazla etkilen alt ve orta sınıfın durumunu da yansıtan) İnsani Gelişme İndeksinde (HDI) Avusturya 1990-1993 arasında listenin birinci sırasında yer alıyordu. AB’ne gireceği 1994’yılında (diğer bir deyişle katılım öncesi) dramatik bir düşüş yaşıyor ve sıralamada yirminci sıraya iniyordu.

Sağ-sol merkez parti koalisyon hükümeti, AB’ne katılım referandumundan, 5 ay sonra AB’nin talep ettiği kemer sıkma programında yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle dağıldı. Aralık 1995’de yapılan genel seçimlerde iki merkez partisi de tek başına iktidara gelemedi. Yeniden koalisyon hükümeti oluşturmak zorunda kaldılar ve AB’nin talep ettiği programı birlikte uygulamaya koydular. Program diğer ülkelerde olduğu gibi alt ve orta sınıfın kemerini sıkmayı gerektiriyordu: emekli maaşlarında kesintiyi ve vergi artışları ilk adımdı. İktidar partilerinin uyguladığı ekonomik önlemler paketi birçok ülkede olduğu gibi alt ve orta sınıfın tepkisini çekti. Bu sınıflar, Ekim 1996’ da yapılan AB parlamentosu seçimlerinde kızgınlıklarını, tepkilerini seçim sandıklarına yansıttı. Her iki merkez partisinin oyları düşerken Yeni sağpopülist politikaları dile getiren FPÖ ise oylarını arttırıyordu. Merkez partiler ile FPÖ arasındaki oy oranı 2 puana indiriyordu.

Bu seçimin ardından gelen bölge seçimlerinden de FPÖ başarı çıkıyordu. 1999’da yapılan genel seçimlerde bu kez FPÖ merkez sağ parti ile aynı oy oranına (%26,9’ya) ulaşıyordu.

2002 seçimleri sonrasında koalisyon hükümeti kuran Halk partisi ve FPÖ 2003 yılında yeni bir kemer sıkma programı hazırladı. Programda yine emeklilik hakkının kısıtlanması, sosyal yardımların azaltılması, ek vergilerin getirilmesi ve çalışma yaşamının patronlar lehine düzenlenmesi vardı. İşçi sendikaları, Mayıs 2003’de, elli yıl sonra ilk kez sokaklara indi ve kemer sıkma programına karşı çıktı. Birçok ülkede olduğu gibi, sendikaların protesto eylemleri programı durduramadı. Alt ve orta alt sınıf için yaşam giderek daha da zorlaştı. Muhalefet görevini yerine getirmeyen, kemer sıkma programına sessiz kalan SDP kızan sol seçmenler ve koalisyon hükumetinin Halk Partisine kızan, tepki duyan bu alt ve orta sınıftan seçmenler, önce parti üyeliklerini sonlandırdı. Bu kesimin bir kısmı seçim sandığına gitmiyor, bir kısmı partilerine oy vermiyor, bir kısmı da başka partilere yöneliyordu.

 

[1] http://www.virgul.at/avusturya-siyasi-partiler-tarihi-dosya-3/90/