Skip to main content
Ermeni Tehcirinin Siyasi ve Pratik Boyutu-Haluk Başçıl

Ermeni Tehcirinin Siyasi ve Pratik Boyutu-Haluk Başçıl

Tarihsel bir dönemin de “zaman-mekan”nında Ermeniler ve Türkler karşı geldi ve getirildi. Büyük güçlerin konjonktürel hedeflerinden menfaat elde edecekleri düşüncesiyle birbirlerinin kanını akıttılar, karşılıklı katliamlar yaptılar.

Doğu Anadolu’da Ermeni nüfusun yoğun olduğu illerde, sıkıyönetim komutanlarının başlattığı Ermeni ahalinin yerinden sürülmesi, “istim arkadan gelir” misali, 1 Haziran 1915’de çıkarılan Tehcir yasasıyla yaygınlaştı. Genel bir politikaya dönüştü.

Ermeniler tehcire karşı direndiler. Direnişleri acımasızca ezildi. Köylerde, kasaba mahallelerindeki Ermeni direnişi ordunun müdahalesi ile kırıldı. Zeytun ve Urfa’da sürgüne direnen Ermeniler Alman Topçu Subayı Kont Eberhard Wolffskeel’in Alman topçu birliklerinin ateşiyle katledildiler. Dokuz yüz bin Ermeni yaya kafileler halinde yüzlerce km uzak bölgelere sürüldü. Bir kısmı ise bölgede yaşanan açlık ve hastalıktan kırıldı. Bir kısmı çetelerin, fırsatçıların, yerel beylerin saldırılarına uğradı ve katledildiler.

Osmanlı devletinin, üç yüz yıl öncenin “zaman-mekan” ında Doğu Anadolu’da yaşayan Kızılbaş Türklere de yaptıkları özünde Ermeni Tehcirinden farklı değildi. Doğu Anadolu Kızılbaşları İran Şahı İsmail’in teşvikiyle kendi devletine karşı ayaklanmışlar ve onun yanında yer almışlardı.  1514’de İran seferine çıkan Osmanlı Sultanı Yavuz Selim, İran topraklarına girmeden cephe gerisini sağlama almak için “iç düşman” ilan ettiği Kızılbaşları – kendisi ile aynı dili konuşan on binlerce soydaşını- acımasızca katlederek Doğu Anadolu’nun nüfus yapısını büyük ölçüde değiştirmişti.

Ermeni tehcirinin Alman İmparatorluğunun fikri ve politikası olsa da bunu yasalaştıran ve resmi politikaya dönüştüren İttihatçı hükümeti oldu. Tarihçi Bernard Lewis tanımıyla “savaş trajedisi”nin moral ve maddi suçu ve sorumlusu İttihatçı siyasi erk idi. Anadolu Ermenilerinin tanımıyla “Büyük Felaket”in sorumlularından birisi de işbirlikçi politikalarıyla Ermeni Patrikhanesi, Taşnaksutyun – Hınçak Cemiyeti diğer Ermeni komitacılar idi.

Mondros Mütarekesi sonrasında Alman General Hans von Seeckt’in Osmanlı Devleti Genelkurmay Başkanlığı Arşivinin Almanya’ya götürdü.  Alman subayları da savaş suçlarına ait çok sayıda belgeyi imha etti. “Tehcir, Osmanlı’nın iç politikasıydı, Almanya iç politikaya müdahale etmiyordu”  söyleminin arkasına sığınan Alman siyasi ve askeri elitleri tüm suçu ve sorumluluğu İttihatçı hükümetin sırtına yıktı. Tehciri engellememekle ”yanlış yaptıklarını” söyleyerek işin içinden sıyrıldılar.

İngiltere-Fransa – Rusya üçlüsü de emperyalist savaş politikalarına alet ederek yol açtıkları savaş trajedisinin sorumluluğundan kendilerini arındırdılar.

  • Mütareke sonrasında Müttefiklerin ve anti-İttihatçı saray çevresinin oluşturdukları mahkemeler, önde gelen bazı İttihatçıları ve yerel yöneticileri göstermelik olarak mahkum ettiler.
  • İngilizler önde gelen bir kısım İttihatçıyı da Ermeni Tehciri suçlamasıyla yargılamadan –savunma hakkı tanımadan-Malta’ya sürgüne gönderdiler.
  • Alman askeri misyonu subaylarından sadece Liman von Sanders’i Ermeni tehcir eylemine katılmakla suçladılar. Ancak mahkemeye çıkarıp yargılamaya girişmediler. Diğer İttihatçılar ile birlikte onu da Malta’ya sürdüler.

Müttefik güçler, Almanya’ya ile yaptıkları “Versailles Barış Anlaşması” görüşmelerinde Ermeni Tehcirini hiçbir şekilde gündeme getirmediler. Enver Paşa’nın Türkmenistan’da ölümü, Talat Paşa’nın Berlin’de, 1913 – 1917 tarihleri arasında sadrazam olan Said Halim Paşa’nın Roma’da “Ermenilerce” katledilmesiyle tehcirde Almanya’nın rolünü ifşa edecek birinci dereceden tanıklar da susturuldu. Netice de “filler kapıştı, çimenler ezildi”…

Ermeni Tehcirini uzun bir aradan sonra Kaliforniya Başkonsolosu Mehmet Baydar’ın 1973’de Asala terör örgütünce katledilmesiyle dünya gündemine geldi. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan yarım yüzyıl sonra Ermeni Tehciri suçlamasıyla karşılaştı.1990’da Türkiye’nin Batı dünyasındaki jeopolitik konumu SSCB çöküşü ve soğuk savaşın sona ermesiyle değişti. Türkiye, ABD’nin “Yeni Dünya Düzeni”ne ilişkin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin hedef ülkelerden bir haline geldi. Türkiye Cumhuriyeti “Uluslar arası kamuoyuna” hem Kürt sorununun hem de Ermeni sorununun yaratıcısı ilan edildi. 2022 yılı itibariyle 31 ülke parlamentosu ve Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu,  BM birkaç komisyonları, Kiliseler Uluslararası Birliği gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni“Ermeni soykırımı” yapmakla suçladı.

Ermeni ve Rum Ortodoksların Berlin’in ikinci büyük katedralinde,  23 Nisan 2015’de birlikte düzenledikleri büyük ayine Cumhurbaşkanı Gauck da katıldı. Almanya Cumhurbaşkanı burada yaptığı konuşmada, Almanların “Ermeni Techiri”ne seyirci kalmadığını, aktif olarak işlenen suçun içinde yer aldığını söyledi. [1]  Alman parlamentosu ise bu suçu açığa çıkarmak yerine 2016’da “Osmanlı İmparatorluğu’nu Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara soykırım uygulamakla” suçlayıp kınayacaktı. Böylelikle Batı’nın “uygar Alman devleti” kendi fikri ve fiili vahşetini Doğu’nun “barbar Osmanlı devletinin” üstüne yıkacak ve Türkiye Cumhuriyetini de bunun kabul etmemekle suçlayacaktı.

Tarihsel bir dönemin de “zaman-mekan”nında Ermeniler ve Türkler karşı geldi ve getirildi. Büyük güçlerin konjonktürel hedeflerinden menfaat elde edecekleri düşüncesiyle birbirlerinin kanını akıttılar, karşılıklı katliamlar yaptılar. Kendi içlerinde birbirine karşı düşmanlık ve nefret duygularını büyüttüler. İçinde yaşadığımız “zaman-mekan”da da yeni kuşaklar, eski kuşakların izinden yürüyor. Kendinden öncekilerin yaptıkları ve maruz kaldıkları ile hesaplaşmak ve tarihi gerçeklere ulaşmak yerine, kendilerine çizilen alanın içinde birbiriyle didişmeyi sürdürüyorlar. Bu alanın dışına çıkmak isteyen, “zaman-mekan” bağlamında, her iki toplumunda içlerinde taşıdıkları kini ve düşmanlığı terk ederek yeni bir gelecek oluşturma yolunu sevgili Hrand Dink açmak istedi. Söylemi ve mesajlarıyla buna girişti.“İç ve dış düzen yanlılarının” tepkisi anında ona yöneldi. Katledilerek susturuldu. Açmaya çalıştığı yolun önü kesildi. Gazetesi Agos düzen yanlısı bir “Ermeni aydına” teslim edildi. Ölümü de gazetesi de Ermeni-Türk düşmanlığını besleyenlerce kullanıldı.

                                                                                                                                                                Nisan 2022, Haluk Başçıl

[1] Ermeni Soykırımında Almanya’nın Rolü Açık ittifak, örtük sorumluluk, https://tr.boell.org/tr/2015/11/06/ermeni-soykiriminda-almanyanin-rolu-acik-ittifak-ortuk-sorumluluk

Zaman-Mekan;  coğrafi bir alanı değil, tarihsel zaman diliminde; insanın ve toplumun üzerinde yaşadığı topraklar, eco-sistem, üretim faaliyeti, toplumsal yapı, mülkiyet, kır-şehir bütünselliği, kendi içinde ve diğer topluluklarla kurduğu ilişkiler, konuşma ve yazı dili, inancı, tarihsel geçmişi, mimarisi, kültürü, örf ve adetleri, devlet yapısı, hegemon- siyasi erk ilişkisi ve bunun elinde tutuğu şiddet dahil hepsine ait düşünce ve pratiklerini kapsar

Kaynaklar

  1. Osmanlı Belgelerinde. Ermeni İsyanları (1878-1895), Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı. Yayın No: 95, https://www.devletarsivleri.gov.tr/varliklar/dosyalar/eskisiteden/yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/osmanli_belgelerinde_ermeni_isyanlari_1878_1895_1.pdf
  2. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Weltpolitik Siyaseti Çerçevesinde Osmanlı Topraklarını İkinci Ziyareti (1898), Sibel Orhan Kocaeli Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü, Öğretim Görevlisi, https://www.readcube.com/articles/10.7596/taksad.v7i5.1890
  3. Ermeni Soykırımında Almanya’nın Rolü Açık ittifak, örtük sorumluluk, https://tr.boell.org/tr/2015/11/06/ermeni-soykiriminda-almanyanin-rolu-acik-ittifak-ortuk-sorumluluk
  4. Alman İmparatorluğu’nun Türk Dünyasına Yönelik Propaganda Faaliyetleri: Arkeolog MaxFreiherrvonOppenheım ve Doğu Haber Ajansı”, Öğretim Üyesi İbrahim Sarıtaş, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (2019). bilig – Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi 91: 113-135. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/836142
  5. 1915 Ermeni Tehciriyle İlgili İddialar Karşısında Almanya’nın Sorumluluğu ve Alman Parlamentosundaki Sözde Soykırım Oylaması Av. Ferhat AZNEVİ, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/398552, Ermenilere Uygulanan Soykırım 1915/16, VonVahakne N. Dadrian
  6. Ermeni Soykırımında Almanya’nın Rolü Açık ittifak, örtük sorumluluk, https://tr.boell.org/tr/2015/11/06/ermeni-soykiriminda-almanyanin-rolu-acik-ittifak-ortuk-sorumluluk
  7. Soykırıma Destek: Ermenilerin İmhasında Almanya’nın Rolü, JürgenGottschlich, https://tr.boell.org/tr/2015/11/06/ermeni-soykiriminda-almanyanin-rolu-acik-ittifak-ortuk-sorumlulu
  8. Genel Hatlarıyla I. Dünya Savaşında Erzincan’ın İşgali Ve Ermeni Mezalimi, Doç. Dr. Adnan Sofuoğlu, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Dergisi, Sayı 1, 2005
  9. Osmanlı İmparatorluğu’nun Tehcir Kararı Alması ve Uygulaması, Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTINTAS, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi.
  10. Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi Harekâtı, Mareşal Fevzi Çakmak, Genelkurmay Basım Evi 2005