Birinci Meşrutiyet ve Monarşik Parlamenter Rejim – Haluk Başçıl

II. Abdülhamit altından kalkınması zor iç ve dış sorunlarla baş edebilmek ve dağılan imparatorluğu toparlamak amacıyla elinde tuttuğu egemenlik ve yönetim erkini daha da güçlendirmeye yöneldi. Meclisi fes etti ve mutlak monarşiye geçti. Otuz üç yıl süren istibdat rejiminde de sorunlar çözülmedi. Tam tersine daha da arttı.

Ulus Üstü Tekeller ve Oligarşik Rejimlere Yöneliş 3– Haluk Başçıl

Hemen hemen tüm ülkelerde anayasaların şu ya da bu oranda askıya alındığı, yürütmenin egemen kılındığı ve yasama, yargılama erkelerinin de buna tabi kılındığı bir dönemi yaşıyoruz. Liberal demokrasinin anayasal devlet formuyla bağdaşmayan, ancak yeni devlet formunun da şekillenmediği bir geçiş sürecindeyiz.

Ulus Üstü Şirketler ve Demokrasi 2– Haluk Başçıl

Bireylerin ve toplumun ikinci ve üçüncü  kuşak insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere ulaşmasını sağlayan kamusal kurum ve kuruluşların, Küreselleşme ve Neoliberal Politikalar ile işlevsizleştirilmesi, dağıtılması, tüm ülkelerde demokratik hakların kapsamını daralttı. Anti demokratik eğilimleri güçlendirdi.

Ulus Üstü Şirketler ve Demokrasi 1– Haluk Başçıl

Birçok ülkede siyasi figürlerle özleştirilen anti demokratik süreçler ile ulus üstü şirketlerin  “Küreselleşme, Neoliberal” politikaları ,ülkelerin yeniden yapılandırması arasındaki bağ yeterince kurulmuyor. Yaşanan hak kayıpları ve kısıtlanan özgürlüklere -demokrasi sorunu- basit bir şekilde siyasi şahsiyetlerin sırtına yükleniyor.

Küreselleşmenin Ekonomik ve Toplumsal İflası – Haluk Başçıl

Geçmişte gençlik; adalet, özgürlük, barış ve düzen değişikliği için mücadele etmişti.

Günümüzde ise gençlik; işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik vb asli sorunlarının daha da ağırlaşmasına rağmen, önemli ve yaşamsal gördükleri iklim değişikliğine ve çevre tahribatına karşı mücadeleyi öne çıkarıyor.

“Küreselleşmenin” İdeolojik ve Kültürel İflası – Haluk Başçıl

Ulus ötesi finans tekellerinin kapitalist sistemi yeniden yapılandırma programının gerçek anlamda başlatıcıları “işbirlikçi 12 Eylül faşist darbecileri” oldu. “Ulusal bütünlüğü” yeniden sağlamak adına  Osmanlı döneminin Müslüman kimliğini  meşrulaştırmaya giriştiler.

<