Bir 14 Mayıs Yazısı ve Geleceğe Dair – Saffet Bilen

20 yy deneyleri bize bağımsızlığın yanı sıra özgürlüğün, demokrasinin de sürecin olmazsa olmazı gerektiğini anlatıyor.
20 yy deneyleri bize bağımsızlığın yanı sıra özgürlüğün, demokrasinin de sürecin olmazsa olmazı gerektiğini anlatıyor.
“Efendimiz Para güçlü bir şövalyedir,
Hint diyarlarında doğan,
Dünyanın refakat ettiği yerde onurlandırılan,
İspanya’ya ölmeye gelen,
ve Cenova’da gömülen.”
Francisco de Quevedo y Villegas, “Poderoso caballero es Don Dinero”
Kaldırın kafanızı, Dünya Avrupa’dan ibaret değil. Son 5 yüz yılda zorbalıkla kurulan Avrupa merkezli bir dünya insanlığın zirvesi değil. Roma’nın devamı sadece.
İnsanı, sürekli kendi öz çıkarı peşinde koşan, açgözlü ve kavgacı bir varlık olarak tanımlayan anlayış 2000 seneyi aşan-yazılı belgelerde, önceli de var mutlaka- bir süredir toplumsal düzenin temelini oluşturuyor.
Bu, kötücül içgüdülere sahip varlık bir yolu bulunup mutlaka denetim altına alınmalıdır.
Arkeolog ve antropologların deyimi ile akıllı insan, Homo Sapiens’ in, neden hayatın temeli olan güneş enerjisini, kendi kurduğu yapay dünyanın temeli yapmadığı tartışma konusudur.
Gelişmiş bir ülke, toplum olmanın temel koşulu, üretimci bir çizgi izlemekten mi geçmektedir?
Bu ülkeye Emperyalizme karşı mücadeleyi yükselten bir sol, 60’ların solu lazım yeniden.
Avrupa Mucizesi var mıydı? Toplumlar illa da bu yolu izlemek zorunda mıydılar? Üçüncü Dünyanın tamamı bu yoldan sorunlarını çözebilir miydi?
Yeni sömürgecilik böyle ortaya çıktı.
Toplumsal hiyerarşinin merkez dışında kalan ülkelerinde toplumsal dönüşümün temel itkisi nedir? İç değişim isteğimi, dış müdahale mi?
‘Yaşam tarzımız tartışılabilir değil’. Baba Bush böyle söylüyordu, 1992 Rio BM toplantısında. “Amerikan rüyası için birlikte mücadele vereceğiz ve 1492’de Kolomb Amerika’yı keşfettiğinde başlayan Amerikan yaşam tarzını koruyacağız ve muhafaza edeceğiz”. Donald Trump, 4 Temmuz Bağımsızlık Günü töreninde Rushmore Dağı Anıtı’ndaki yaptığı konuşma.
Cumhuriyetin yüzyılını üç dönemde incelemek gerekir.