Skip to main content
 2024 Yerel Seçimlerinin İrdelenmesi… – Orhan Karakuş

 2024 Yerel Seçimlerinin İrdelenmesi… – Orhan Karakuş

Yerel seçimlerde mevzi kazanan toplumsal gelişim dinamikleri, ideolojik temellerden arı sağsız solsuz, inanış ritüel ve bölüntülerin dışında yeni bir muhalif duruş formu ve alternatif arayış için kulvar açmıştır.

 İlmi mantık temelli bir irdeleme yöntemi

Siyasi manzarada olan bitene bakınca ilk göze çarpan tabanında çözülen , % 8-10 erime ve küskünlük, toplumu fay hatları gibi bölen ve üstenci gerilimler üreten cumhur ittifakında AKP’nin  gerileme ve  dağılma sürecinde  olduğudur. İkinci olarak CHP’nin yağma vekilliklerinden çoklu pay alan DEVA, Gelecek, Saadet ve DYP şürekası ile “Altılı Masanın” dağılmasında etkin rol oynayan “Akşener Meral’ in “ itelemesi sonrası Arasat koftisi İYİ partinin çökmesidir. Esasen baskın olarak fırsatçı DEM’in “kent uzlaşısı” desteğiyle algısal da “başarılı “ görünen lolipopçu CHP’nin yalancı bir bahar yaşadığıdır.

Toplumu dincilik ve mezhepçilik metaforundan gerilim üreterek bölen “metal yorgunu AKP‘nin “ekonomik bunalım için” faiz/ Nas” ikilemi ve özelikle dış politika kulvarındaki ikircikli zikzakları toplumu bıktırdı. NATO‘nun genişleme sürecinde Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine önce efelik sonra küfelik taşıyan cazgır tavrı,  katliamcı-Siyonist İsrail hükümetiyle yoğunlaşan ticari faaliyetleri ve Gazze katliamına karşı kafa karıştırıcı ve net olmayan oyalama tutumu sürecin irdelenmesinin ilmi mantık yönüdür.

Kimler ne kadar çöktü? Kim ne kadar başarılı? Kim ne kadar geriledi? Fuzzysel mantığın üyelik derecelendirme sayılarıyla duruluma sonucu olası durumları farklı yazılarla açığa çıkarmaya gayret edeceğiz.  Bunun yanında özellikle 2000’li yılarda iyice açığa çıkan oynak geçirgen ve kat kat katmanlaşan yeni sosyokültürel formlar ve 1980 sonrası nefsi bencillikte bozulma ve çıkarcı rasyonalite yönünde değişim geçiren kültürel dokunun da ayrıca ele alınması lüzumu vardır.

Galip /Mağlup kim? Kim kaybetti / kazandı ???…

AKP ‘ye kısmen toplum nazarında hükmen mağlup denebilir.  14 ve 28 MAYIS 2023 parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tamamen devletin olanaklarıyla elde ettiği “başarılı” sonuçları, bu yerel seçimlerde devlet olanakları ve kamu kaynaklarını tepe tepe kullanmasına rağmen elde edilen belediye başkanlıklarının hem varlığı hem de sayısal sonuçları AKP ve cumhur ittifakı açısından tam bir hüsran oldu. Toplum, sosyo-psiko alanda etkileyici faktörler olarak adalet, refahtan pay alma ve kendini korkutarak baskı altında tutmaya karşı topluca CHP ‘yi kılıf yaparak ferasetli bir tavır almıştır.

31 Mart ‘ta vurgun yiyerek felç geçiren AKP’nin önceki performansına gelmesi çok güçtür. Yukarıdan ve aşağıdan parçalanma sürecine girmiş olup dağılmaya doğru yol alacaktır. Milliyetçi- Muhafazakar merkez sağ denilen kesimde de çöküşler yaşandı, daha da yaşanacaktır. İYİ partinin 27 Nisan 2024 Genel başkan değişimi kongresinden sonra bile iflah olması beklenti dışıdır. Bu kofti oluşumun değişim süreci geçmişteki Genç Parti benzeri bir sona erecektir. MHP’de bu dağılma ve bölünmelerden payını alacaktır.  Bağımsız adaylıklar bu ülkedeki seçim ve siyasi partiler yasası değişmeden,  katı ve çatışmalı fanatik tarafgirlik çözülmeden ne kadar özgün olurlarsa olsunlar “ bu nefsi sistemi delmeleri” çok zordur. Ancak nadasa bırakılan taşlı tarlaya futühat tohumları ekerler. Şoven milliyetçi, sol ve sosyalist tandanslı partileri kendi hâllerine bırakarak, Yeniden Refah Partisi üzerine bir kaç söz edelim. Bu parti AKP’den devşirmelerle yeni bir mili görüş kimliği oluşturmaya çalışıyor. Toplumsal tabanında Siyonizm ve İsrail karşıtlığı üzerinden duyarlı dinamik bir yapısı var.  AKP’nin dağılmasına etkin bir faktör olacak ve konjoktürel denemeyecek bir birikimi temsil etmeye aday görünüyor.

Yerel seçimlerde mevzi kazanan toplumsal gelişim dinamikleri, ideolojik temellerden arı sağsız solsuz, inanış ritüel ve bölüntülerin dışında yeni bir muhalif duruş formu ve alternatif arayış için kulvar açmıştır. Bu açılım Türkiye toplumunun kolektif önderliğinin oluşumunda; hakkaniyetli, razılıkla helalleşme temelinde sulh yapıcı tasavvufi tarihsel misyonunu da açığa çıkaracaktır.

Oyunu yükseltti görünenlerden lolipopçu her telden çalan CHP ve teröre göz kırpan DEM ‘in bu yalancı baharı çok sürmeyecektir. Emperyalist batı yanlısı tutumlarını sözde sol, laikçi ve Atatürkçü lafızlarla daha da pekiştiren söylemler geliştireceklerdir.  Üçüncü dünya topyekûn harbinde vukuu bulmaya başlayan ülkeler savaşında,  sımsıkı taş gibi NATO’cu kesileceklerdir.  Ortadoğu’da Irak ve İran üzerinden provokasyonlarla başlatılmaya çalışılan ve süreçte Asya Pasifik’e doğru da yayılacak olan bu ülkeler savaşı Baltık’tan Karadeniz ve Kızıl Deniz’e tüm bölgeleri içine çekecek kaotik anafor yaratmaya meyillidir.

İlkeler manzumesi…

Yerel seçimler öncesi kaleme aldığım pek çok yazılarımda yeryüzünü karanlığa sürükleyecek, ortalığı kasıp kavuracak ülkeler savaşı merhalesine yanı sıra NBC başlıklı çatışmalara dikkat çekilmişti. Nefsi mülkiyetçi düzeneğin ekonomik açmazları yanında iklim krizinin de sebep olacağı afetlerin sonucu  “kuraklık ve kitlesel açılığın” boyutları düzensiz göçmen sorunundan da daha gelişkin demogratif hareketlere neden olacaktır. Yeryüzünde sürmekte olan topyekûn harbi ve doğal dengeyi bozuma uğratan nefsi düzeneğin çarkını dirençle parçalayacak, kamusal alana ağırlık veren, sulh yapımcılığı temelinde alternatif yaşamı düzenleyecek, ekosistemle uyumlu farkındalığı ve seciyesi yüksek bir hareketin koşulları oluşmaktadır.

Hepimiz, hep beraber yeni sözlerle ve herkesi kucaklayıcı hamlelerle kul hakkına riayette hakkaniyetli örgüsel zincirler oluşturmaya başlamalıyız. Yerellerde doğal gidişatla uyumlu meşveret meclislerinde ki söyleşilerle, gençliğin enerji ve insiyatifinin ülkemiz ve dünyayı güzelleştirmesi için öne çıkmasına vesile olacak kolektif bir önderliği kurmaya yöneltmeliyiz.

 Allah Kerim Vesselam…Baki selamlar…            

                                                                                                                                                                   07.04.2024, Orhan Karakuş