Skip to main content
CHP ve Tüm partilerdeki Çark Aynı Değişim İse Çarkçıbaşı Meselesi – Orhan Karakuş

CHP ve Tüm partilerdeki Çark Aynı Değişim İse Çarkçıbaşı Meselesi – Orhan Karakuş

Asya’nın derinliğinden Horasani dem ile jeo-stratejik yurdun gönlünde mayalamak, M. Kemal Atatürk’ün “Tam Bağımsız Türkiye” ve sulh yapıcı düşün gücünü yeryüzüne yaymak, gençliğin damarlarındaki özlü kanda yeni bir ruhu canlandırmak, yeni tarz politik kulvarın amentüsünü yaşam geçirmek acil ve yakıcı bir ihtiyaçtır.

Tam bağımsız, Hür ve Güçlü Türkiye…

         Ülkemiz Türkiye’de siyaset yapış tarzı hemen hemen aynı siyasetin mahfil şebeke ve seçkin elitleri birbirinden farkı olmayan aynı düzenek çarkına yeni çarkçıbaşı arayışını değişim diye yutturmaya çabalıyorlar. Öncelikle muhalefet dedikleri kesimde tüm parti particik ve yapısal oluşumları “ucube rejimin tek adamını” alt edemeyince çarkçıbaşı arayışına girdiler. İktidar cephesindeki tüm çarkçı başları da kendilerini daha muhkem konsolide etmek için örgütleri katıksız yandaşlığa zorluyorlar. Bu sürdürülemez muhalefet/iktidar sarmalı esas meselemiz olan ufku açacak yeni bir fikriyat ve asil ruhlu davranışlar destanını üretemezler. Koltuk aşkları ve işbirlikçi karakteristikleriyle dünyayı OKU’yuşları küresel güç odaklarının nefsi kültürel rahlesinden sunuluyor.

Bu durum saptaması yeni tarz politika yapma kulvarında önümüze ilk olarak kadim kültürele dayalı vicdani hatla yeni bir öykü örgüsü yanında külli ilimi siyaseti bertaraf etmeyi getiriyor. Fikriyatı Asya’nın derinliğinden Horasani dem ile jeo-stratejik yurdun gönlünde mayalamak, M. Kemal Atatürk’ün “Tam Bağımsız Türkiye” ve sulh yapıcı düşün gücünü yeryüzüne yaymak gençliğin damarlarındaki özlü kanda yeni bir ruhu canlandırmak yeni tarz politik kulvarın amentüsünü yaşam geçirmek acil ve yakıcı bir ihtiyaçtır.

Bir önceki yazımızda bu yeni politik tarzın amentüsü olarak: “kul hakkına riayet ve doğal gidişatla uyumlu bir sulh ve hakkaniyet nizamıdır. Bu Toplumcu Hürriyet Nizamı olarak tanımlamanın özü kamusal olanı öncelemek ve adaletli bir dayanışmayı gönüllülük esasında her alanda örmektir.” Yaklaşımını dile getirmiştik. Bunun nakş edilecek ana şiarı:  “Tam bağımsız, Hür ve Güçlü Türkiye” dir.

CHP’de çarkçı başı ve naylon liderlik…

       Programatik bir yenilenme ve doğrudan demokratik bir tüzük alternatifi sunamayan kabız CHP genel merkezi ve mevcut genel başkanı durumu muhafaza etmek için entirik bir yolu kendi elleriyle genel olarak atama ile kurdukları yandaş naylon medyatik örgüte şu narkozla dayatmaktadırlar :  “Genel başkan çok çalıştı, tarihin en geniş ittifakını bir siyaset mühendisi gibi kurdu, halk biz anlamıyor, üyeler ve örgütler çalışmıyor.”  Bu teraneyi yukardan aşağıya zerk etmeye başladırlar. Yandan kurmalı CHP’yi anonim şirket gibi halka arz edecek “Özel beyler”  ve küresel sermayeye hizmet için yanıp tutuşan “imam beyler” çarkçıbaşı değişimine varım siyaseti için meydana çıktılar. Apaçık düzenek koruyucu bu umumi manzarayı komformist, operatif ve kof naylon yapısı içinde yuvalanmış narkoz altında uyurgezer üyeler topluluğu yutmaya ve yutkunmaya davam ediyor. Dışarıda kalan ve bu durum karşısında elem ve hicap duyan pek çok iyi niyetli üye ve diğer partilerin tabanındaki nitelikli ve duyarlı üyeler acı içinde kıvranmaktadırlar. Bu irdelememiz özlü sonucu;  kısaca, 1940 sonrası üzerimize  “temsili demokrasi mavalı, kuşatılmış aklı kontrol eden zırhlanmış deli gömleğidir”.  Diğer bir yönüyle mankurtlaştırma narkozudur. Bu hâlden aymak ve hızla çıkmak gerekmektedir.

Mevcut CHP genel başkanı istifa ederek tüzük ve program değişimi temelinde bir olağan üstü kurultayda yeni PM seçiminin yolunu açmalıdır. Uygulanabilir hedefleri içeren bir program ve sahici üye yazımı çerçevesinde katılımı teşvik eden, tabandaki üye iradesine tamamen açık doğrudan demokratik bir tüzük ile parti 2024 Ocak ayında ilçeler, iller ve bölgeler bazında kurultaylarını doğrudan üye katılımı ile yapmalı kendi il ve bölgelerinden PM üyelerini ve genel başkanlık konseyini seçmelidirler. Bu yapılabilir mi? Neden yapılamasın?  Ülkemizde milli toplumcu yurtsever bir hareketin geleceği kurmak isteyen enerjetik formunu istemek ve bu yönde azami gayret etmek lazım…

Dünya ülkeleri bunalımda kıtlık ve harp genişliyor…

 Geçen yıl başlayan Ukrayna – Rusya savaşı bir NATO ve Şengay cephe savaşı haline geliyor. İklim değişimi yanında istikrarsız politikalar sonucunda tedarik zincirleri kırılıyor. Dünyanın pek çok yeri kaynıyor, savaş coğrafyaları her bir yana yayılıyor.  Rusya’da operatif “wagner olayı”  henüz durulmadan Fransa’dan başlayarak Avrupa ülkelerinde yıkımsal gençlik ayaklanmaları başlıyor.  Gençliğin başlayan bu başkaldırışı mevcut nefsi dünya düzeneğine karşı durdurulamaz bir öfke selidir.  Ezilmeye çalışıldıkça derinleşip genişlemesi ve diğer ülkelere sirayet etmesi ve daha da şiddetli hâller alması kaçınılmazdır. Fransa’da hükümet ve düzeneği muhafaza etmek isteyen konsolide militarize güçler öfkeyi bastırmaya odaklanmıştır. Bu yeni bir gençlik başkaldırısı olup geçmiştekilerden gelecek arayışı açısından oldukça farklıdır. Dünya harbi ülkeler ve devletler savaşı ile sürerken bunun yanında sürece dahil olan cephe gerisi ülkelerin girdaplarındaki iç savaşlar hâlidir. Dünyanın çivisi çıkmış tahtaları atmaktadır. Düzen değişimi isteği her yanı ve alanı kaplayacaktır. Ülkemizin bekası ve yeryüzünde huzur ortamı için orta ve uzun vadede toplum devleti planlaması için ciddi hazırlıklar yeni bir toplumcu nizama göre yapılmalı, sulh yapıcı hakkaniyetli bir kolektif oluşuma güç vererek sulh ve hakkaniyet cephesi örülmelidir. 

                                                                                                                        Orhan Karakuş, 03.07. 2023