Skip to main content
İnsanlığın Şuurlu Kurtuluşu İçin  Eş Yönelim Tutum Belgesi… /Orhan Karakuş

İnsanlığın Şuurlu Kurtuluşu İçin Eş Yönelim Tutum Belgesi… /Orhan Karakuş

Medya kalemşörleri, popülist klavye şövalyeleri ve siyasetin elitistleri seçim ortamı vesile tüm toplum kesitlerine göz bağı çekmektedirler. Her yer ve ocağımız ve yanı başımızdaki komşularımız alevlerin sardığı yangın ortamlarında yaşam mücadelesi vermekte, irili ufaklı ilmi siyaset aktörleri kendi ikbal ve menfaatlerine yönelik olarak her yeri güllük gülistanlık göstermektedirler.
Reisi teffekkürüm: Sulh ve hakkaniyet cephesini fert fert örmeye katkı koymak…
Dünya harp ve darpler, iklim krizleri, doğal afetler, çoklu sosyo-ekonomik krizler ve yapısal çözülmelerin sarmalında sosyo-psikolojik bunalımlar altında sancılı bir doğumun eşiğinde kıvranıyor. Güncelde ortaya çıkan olağan üstü dallanmalar anında mafil odakların iliştirilmiş medyası ve güdümlü sanal alem platformları tarafından yozlaştırılarak özünden koparılıyor. İçeriği ve kapsamı çarpıtılarak nefsi mülkiyetçi düzeneğin çarkını çeviren girdiler verisi haline geliyor.. Nefsi emeralerine yenik müktedirlerin finansal oligarşik düzenek yapısı, kendine eklenti tüm kurum ve kuruluşlarıyla yeryüzü biyo-sistem canlılığını kendi geleceği ile birlikte felakete sürüklüyor.

Tüm bunlara karşı cevabım: Sulh yapıcılığı temelinde doğal gidişatla uyumlu kul hakkına riayet eden bambaşka bir yaşam tarzının Toplumcu Hürriyet Nizamına dayalı can kardeşliği ekseninden yeryüzünde örmektir. Gelişen teknolojik çalışmalar ve enformasyon yoğunlaşması potensia birikiminin çevresel ekosisteme dair faydalı işlevlerde kullanılmasının yasalarını oluşturmaktır.

Ülkemiz Türkiye: Mevcut liyakatsiz liderlerle arasta kan ve zaman kaybediyor…
Ülkemiz Türkiye’de emperyalist çevrelerin uydusu olarak 1935’ten beri planlanan ve 2000’li yıllarda kuşatma tezgahında kurulan ucube rejim; özel mülkiyeti ve özelleştirmeyi kutsayan kapitalist düzeneğin ürettiği ekonomik krizler ve sosyal bunalımlarla perçinlenmeye çalışılmıştır. Ülkemiz, korona pandemi sürecinde ve hala acısını derinden yaşadığımız elim deprem felaketinde rant uğruna kurulan “mezar binalarda” yüz binlerce canını kaybetmiştir. Tedbirlerini sezgi ve öngörüye uygun akletme yoluyla alamayanlar, söylemde “kader ağlarına” sığınmakta, tüm toplum kesimleri düzeneğin çarkında ezim ezim ezilmekte ve ülkemizin üretken ve dinamik gençliği kendi ülkesinin geleceğinden umudunu kesmektedir. Medya kalemşörleri, popülist klavye şövalyeleri ve siyasetin elitistleri seçim ortamı vesile tüm toplum kesitlerine göz bağı çekmektedirler. Her yer ve ocağımız ve yanı başımızdaki komşularımız alevlerin sardığı yangın ortamlarında yaşam mücadelesi vermekte, irili ufaklı ilmi siyaset aktörleri kendi ikbal ve menfaatlerine yönelik olarak her yeri güllük gülistanlık göstermektedirler. ”Soğana muhtaç” duruma düşürülen dar gelirli yurttaşlara durumu; “şenlik ve sınanma ateşi olarak” sunmaktadırlar.

Tüm bunlara karşı cevabım: Güçlü ve Hür Türkiye’de laik doğrudan demokratik Toplum Devletinin inşası için etik kültürel devrim halkası marifetiyle kamusal alanın önceliği ve öncülüğünde adil bir üretim ve hakkaniyetli paylaşımdır. (bknz.www.gelenekvegelecek.com ilgili yazılar)

Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşları: İkiz ittifak ve taşıyıcı yedekleriyle kıskaca alınmıştır…                                      Ülkemizde anayasanın kurucu ilkeleri , demokratik ve laik özü tahrip edilmiş , hukuk ve adalette alan ve hak arama yolları zedelenmiştir. Her türlü kamusal görevlendirmede yandaşlık esas alınmış liyakat yok sayılmıştır. Sözde temsili katılımcılıkta bile şeffaflık terk edilerek seçmen iradesini maniple edecek siyasi partiler yasası ve çoğunlukçu seçim yasalarıyla partilerin genel merkez ve liderler sultası altında yaşanılan mafiil ilişki ortamları ilmî siyasetin yuvası olmuştur. 14 Mayıs 2023 seçim süreçleri entrika ve nefsi emarelerin tasallutuna açık hale getirilmiştir. Kimin kiminle hangi ilkeler ve öz değerlerimiz temelinde bir arada olduğu kaotik karmaşaya dönmüştür. İktidar ve muhalefet birbirinin ikiz ittifakı ve yedeklerine aldıkları taşıyıcı güdük ittifaklarla kendi çıkarlarına uygun seçimi kazanmak için her yol mubah anlayışıyla toplumun geleceği , ülkenin ve devletin bekası tehlikeye atılmıştır.

Tüm bunlara karşı cevabım: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bir seçmen olarak, seçim olursa süreçlere kısmi protesto tavrı alacağım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde güçlendirilmiş parlamenter sistem taahhüt eden “millet itifakı” adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verirken , milletvekili seçimlerinde yaşadığım Çankaya’da ve ülke genelinde hiçbir partinin temsiliyet heyetini ve bağımsız şahısları yakın bulamadığım için oy kullanmayacağım. Ülkemizin aydınlık geleceği ve kul hakkına riayette razılıkla helalleşme uylaşımı olan Vicdani Politik Rota temelinde toplumcu yurtsever bir hareketin oluşumuna ferdi katılımcı olarak tutum alacağım.
Kendi şahsımı bağlayan bu tavır alışımın Tasavvufi Praksis tutum belgesini kamuoyunun ilgisine sunarım…
Allah Kerim vesselam.. baki selamlar…

                                                                                                                                                           Orhan Karakuş 17.04.2023