Skip to main content
Savaşının Çökerttiği Avrupa ve Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu 2 – Haluk Başçıl

Savaşının Çökerttiği Avrupa ve Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu 2 – Haluk Başçıl

Savaşın getirdiği büyük tahribatla iflas noktasına gelen Avrupa ülkelerinde devlet ve toplum yapısı çökmüştü. SSCB, ABD- İngiltere ve Fransa arasında paylaşılan Avrupa’da  devletler ve toplum yeniden yapılandırıldı. Gelinen durumda bu bir seçenek değil, zorunluluktu.

  1. Büyük Savaşın Maddi Boyutu

Nazi Almanya’sı çok parçalı kıta Avrupa’sını kendi liderliği altında birleştirmek, Avrupa’ya hakim olmak için yürüttüğü bu savaşı, işgal ettiği ülkelerin kaynaklarıyla finanse etti. Fransa, Belçika, Danimarka, Hollanda’nın sanayi ve tarımsal üretimi savaş makinesine hizmet edecek şekilde düzenledi. Doğu Avrupa ülkelerinin kaynakları acımasızca sömürdü. Kadın ve erkek milyonlarca insanı zorla çalıştırılmak, köleleştirilmek üzere Alman fabrikalarına ve çiftliklerine götürdü. Balkan ülkelerini sömürgeleştirildi.

Nazi işgali altındaki ülkeler, bu savaştan maddi birikimlerinin, yetişkin ve nitelikli üretken insan gücünün önemli bir kısmını kaybetmiş olarak çıktılar.

Ayrıca kıta Avrupa’sının tüm ülkelerinde, uzun yıllar içinde oluşturulan büyük şehirler,  altyapılar,  köprüler, limanlar, kara ve demir yolları, su kanalları, sanayi bölgeleri yıkılmış, tahrip edilmişti.   

Savaş sona erdiğinde birbirlerine yaptıkları felaket bütün çıplaklığıyla ortadaydı:

  • Evleri ayakta kalanlar savaşın gerginliği ve kaybettiklerinin acısıyla ruhsal çöküntü, yetersiz beslenme nedeniyle de fiziksel olarak bitkinlik içindeydi.
  • Milyonlarca evi yıkılmış insan tükenmiş bir halde, başını sokacak bir yer, karnına koyacak iki lokma arayışındaydı. 
  • Savaşta ülkesini terk eden ya da zorunlu çalışma için Almanya’ya gönderilen 21.000.000 mülteci, ülkelerine dönmenin yolunu arıyordu.
  • Almanya’nın SSCB’nin işgali altındaki bölgelerinden kaçarak batı bölgesine sığınan 8 milyon Alman da iş, aş ve başını sokacak bir yer peşindeydi. 

Ayrıca kıta Avrupa’sının tüm ülkelerinde, uzun yıllar içinde oluşturulan büyük şehirler,  altyapılar,  köprüler, limanlar, kara ve demir yolları, su kanalları, sanayi bölgeleri yıkılmış, tahrip edilmişti.   

Savaş sona erdiğinde birbirlerine yaptıkları felaket bütün çıplaklığıyla ortadaydı:

  • Evleri ayakta kalanlar savaşın gerginliği ve kaybettiklerinin acısıyla ruhsal çöküntü, yetersiz beslenme nedeniyle de fiziksel olarak bitkinlik içindeydi.
  • Milyonlarca evi yıkılmış insan tükenmiş bir halde, başını sokacak bir yer, karnına koyacak iki lokma arayışındaydı. 
  • Savaşta ülkesini terk eden ya da zorunlu çalışma için Almanya’ya gönderilen 21.000.000 mülteci, ülkelerine dönmenin yolunu arıyordu.  
  • Almanya’nın SSCB’nin işgali altındaki bölgelerinden kaçarak batı bölgesine sığınan 8 milyon Alman da iş, aş ve başını sokacak bir yer peşindeydi. 

Kırsal bölgeler şehirler kadar olmasa da, onlarda yıkımdan nasibi almıştı. Yüz binlerce çiftlik tamamen yıkılmış, yüz binlercesi de zarar görmüştü. Tarımsal alanların bir kısmı bombalarla, mayınlarla, askeri geçiş yoluna dönüştürülmeleri nedeniyle tahrip olmuştu.

  • Savaş boyunca toprağın ihmal edilmesi, tarım aletleri tahribi ve yetersizliği gibi nedenlerle savaş sonrasında:
  • 1946 yılında elde edilen buğday ve patates, 1938 yılında elde edilenin %70’sine ulaşıyordu.
  • Ülkeler kendi kendini besleme kapasitesini yitirmişti; İnsanların beslenme taleplerini karşılamaktan acizdi.
  • Tüm ülkelerde yüz milyon Avrupalı açlık içindeydi. Aldıkları ​​günlük kalori 1.500’den azdı.
  • İnsanlar sert geçen kışta yiyecek bulmanın yanı sıra ısınma, barınma sorunlarıyla da boğuşuyordu.

Sanayi üretiminde de durum kötüydü:

  • Naziler işgal ettikleri geri çekilirken, ülkelerdeki fabrikaların, üretim araçlarının bir bölümünü tahrip ermişlerdi.
  • Sağlam kalan fabrikaların bir kısmı da kalifiye iş gücü yokluğundan çalışamıyordu.
  • Savaş sırasında, Avrupa ülkelerinin toplam Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) ortalama %25 oranında düşmüştü.
  • Avrupa’nın toplam dünya imalat verimi içindeki payı 19. yüzyılın başındaki payının altındaydı.

Avrupa’da savaş boyunca sürekli artan enflasyon, savaş sonrasında iyice tırmanmıştı. Mesela, İtalya’da fiyatlar savaş öncesine göre 35 kat artmıştı ve artmaya devam ediyordu. Çoğu ülkede sigara, kahve ve çikolata paradan daha geçerli değişim araçlarıydı.

Ülkede sanayinin askerlerin ihtiyaçlarını değil, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyordu. Ancak bunun için gereken parasal kaynak azdı ya da yoktu.

  1. Büyük Savaş ve ABD

Fransa ve İngiltere, büyük savaş öncesi bilimsel keşiflerde, teknolojik gelişimde ve bunların sanayi üretime aktarımında Almanya’nın gerisinde kalmıştı.

Savaş öncesinde Almanya’nın kendisini güçlü silahlarla donatması, ordusunu modernize etmesi karşısında kendisini zayıf hisseden Fransa, ihtiyaç duyduğu savaş uçakları için ABD’ye yöneldi;  1938 -1939 arasında ABD’den satın aldığı 2.035 savaş uçağı için 130,7 milyon $ ödedi[1]

Fransa gibi İngiltere de, ne savaş sanayisiyle ne gıda endüstrisiyle tek başına Nazi Almanya’sı ile baş edecek durumdaydı. Bu savaşın altından kalkabilmek için İngiltere de ABD’nin savaş ve gıda endüstrisine, petrolüne ve sermayesine muhtaçtı:

  • Tükettiği gıdanın %30’u,
  • İhtiyacı olan petrolün %98’i,
  • Kullandığı askeri malzemelerin 1941’de %11,5’i, 1944’de %29’unu,

 ABD’den satın aldı[2].

ABD ise Avrupa’dan (savaş alanından) uzakta olmasının avantajını yaşadı. ABD topraklarına tek bir bomba düşmedi. Şehirleri yakılıp yıkılmadı. Ülke hiçbir maddi zarara uğramadığı gibi bu savaş onun her alanda daha da güçlenmesine yaradı.

ABD başkanı Roosevelt ülkenin tüm enerjisini, bilgi birikimini, teknolojisini harekete geçirdi. Sanayi üretimini savaşın her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde yeniden düzenledi. Amerikan uçak sanayisinin yılda ürettiği savaş uçağı miktarı hızla artırdı. Savaş uçağı üretimi 1940’da 2.100 iken bunu 1943’de 97.000’e çıkardı.  Tank üretiminde de benzer bir gelişme oldu. Tank üretimi 1940’da 350 iken 1943’de 30 bine çıktı[3].

Yaklaşık beş buçuk yıl süren savaşın sonunda, Amerikan ekonomisinde son derece güçlü bir “askeri-endüstri kompleksi” ortaya çıktı. 2001 yılında yapılan çalışmaya göre, ikinci dünya savaşının (güncellenmiş rakamla) ABD’ye maliyeti 6.695 milyar $’dan aslan payını bu “askeri-endüstri kompleksi” aldı. Savaş sonrası, barış döneminde Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin ülkenin iç ve dış politikasındaki ağırlı tahminin ötesindeydi.  Sadece Amerikan demokrasisini değil tüm dünyada demokrasiyi ve barışı tehdit eden bir güç konumundaydı. Bunun farkında olandan ve bu gidişattan kaygı duyan Başkan Eisenhower, kamuoyunun dikkatini bu komplekse çekti. Ülkeleri ve insanları buna ilişkin uyarmak durumunda kaldı.

 Savaş Sonrası Avrupa’nın Yeniden Yapılandırılması

Savaşın getirdiği büyük tahribatla iflas noktasına gelen Avrupa ülkelerinde devlet ve toplum yapısı çökmüştü. Müttefikler arasında paylaşılan Avrupa’da kapitalist ülkelerin elinde kalan ülkelerde kapitalist sisteme yeniden işlerlik kazandırmak, ancak devletin ve toplumun yeniden yapılandırılmasıyla mümkün oldu. Bu bir seçenek değil, zorunluluktu.

Kıta Avrupa’sında Fransa hariç diğer ülkelerin hiçbirinde devleti ve toplumu yeniden yapılandıracak bir kurucu irade ortalıkta görülmüyordu. Fransayı Nazi işgalinden “kurtaran”, kurtarıcı olarak ortaya çıkan Charles de Gaulle, İngiltere ve ABD’nin  ona sağladıkları destekle Londra’da ayakta kalabilmişti. Dolayısıyla, savaş sonrasında Fransa’nın içinde bulunduğu ekonomik ve politik sorunları, onlardan bağımsız bir şekilde çözebilecek durumda değildi. General Charles de Gaulle’ün, bağımsız bir “kurucu irade” olarak eli birçok yönden zayıftı.

Avrupa’da ülkelerin kendi iç dinamikleri üzerinde yükselen kurucu bir iradenin eksikliğini gidermek ABD’ye düşüyordu. Kurucu irade ABD, Batı ve Güney Avrupayı, Asya’da Japonyayı ve bunların sömürgelerini yeni sömürgecilik temelinde içinde yeniden yapılandırdı.

Bu süreci:

  • Avrupa’nın ve dünya kapitalist sisteminin bir bütün olarak yeniden yapılandırılması,
  • Yenilen ve Müttefikler tarafından işgal edilen Almanya ve Japonya’da faşist devletlerin ve toplumların yeniden yapılandırılması,
  • Nazi işgali altındaki ülkelerde, bir örnek olarak Fransa,
  • Nazi işgaline uğramayan İngiltere,
  • Sömürgeler,

bağlamında ele alacağız.

Not:Müttefikler içinde yer alan SSCB’nin işgali altındaki Doğu Almanya, Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan ülkeleri ile Yugoslavya’nın kapitalist sistemin dışında sosyalist yeniden yapılandırılması ayrı bir başlık altında incelenme konusu olduğundan, buna girmedik.

Haziran 2020, Haluk Başçıl

Devam edecek:Nazilerin İşgali Altındaki Ülkelerde Savaş Sonrası; Fransa Örneği

[1] Les Aides Américaines Économiques Et Militaires À La France, 1938-1960, Gérard Bossuat,https://books.openedition.org/igpde/2026, Haziran 2020

[2]  Les Etats-Unis et la guerre, http://www.1939-45.net/usa3.htm, Haziran 2020

[3] Complexe militaro-industriel des Etats-Unis, https://fr.wikipedia.org/wiki/Complexe_militaro-industriel_des_%C3%89tats-Unis#cite_ref-15, Haziran 2020