Skip to main content
“Toplumcu Hürriyet Nizamının“ Kadim Kültüreldeki Manası-Orhan Karakuş

“Toplumcu Hürriyet Nizamının“ Kadim Kültüreldeki Manası-Orhan Karakuş

Türkiye cumhuriyetini dönüştürecek eğilimler önümüzdeki kaotik sürecin olumlu ya da olumsuz gidişatında tarihsel rolleriyle sorumlularıdır.  Zafer haftasından esinle Mustafa Kemal Atatürk’ün feyzi ile çağı aşan bir yolu bu toprağın evlatları olarak kadim kültürelin suyu ile yeni bir ruh ve donanımı inşa edebilmeliyiz.

Harp ya da Sulh”…

Cumhuriyetin yüzüncü yılında Türkiye toplumu yeni bir yol ayrımına giriyor. Bu ayrım ya “Sultanlık marifetiyle dini eksende kadük imparatorluk reflekslerine dönüş ile harbin jeopolitiğine eklenti ya da sulh yapıcı bir eksende hakkaniyetli laik demokratik toplum devleti marifetiyle sulh ve huzur arama eş yönelimidir. Yeryüzünü kasıp kavuracak acayip zamanlarda  topyekun harplerin, iklim krizi etkisiyle kıtlık ve kuraklığın sonucu oluşan kitlesel göçlerin baskısı altında Türkiye’nin gidişatını bu iki ana eğilimin mücadele ve sarmalı belirleyecektir.

Mevcut durum analizinde ilk göze çarpan, toplumun politik yönelimde bu iki ana eğilimin tayflarına bölünmüşlüğüdür. İnsanlar politik süreçlerde el çabukluğu marifetiyle “göz boyama ve atı alan Üsküdarı geçer  tarzlı ilmi siyasetiyle boğuşmaktadır. Eş yönelti içinde alternatif yolu açacak devrimci dinamik toplumcu yurtsever bir hareketin ilk hedefler manzumesi” ülke ve yeryüzü kaotik ortamlarına yol gösterici bir deniz feneri olacaktır. Toprağın aydınlarının kadim kültürel öz değerleriyle rotayı oluşturma süreci,  köken ve kalıpçı düşün bağlamından arı mevcut düzeneği ve çağı aşma gerekliği minvalindeki tutum, tavır ve davranışlarıyla ortaya çıkacaktır.

Yedi yıl sürecek bir eşik evresi…

Yeryüzü karmaşa ve kaos günlerini yaşayacaktır. Nefsi mülkiyetçi kapitalist düzeneğin reel işlevselliği olan kaynakların talancı finans operasyonları ile sömürüsü sürdürülemez hale gelmiştir. BM işlevsiz olup NATO ve alt bölgeleri üzerinden İngiltere-ABD, İsrail (Yahudi sermayesi) odaklı merkez, Japonya ve AB eklentili yeni bir askeri politik hakimiyetle varlığını sürdürmeye çalışıyor. Buna karşı Çin ile Rusya’nın başını çektiği bir direnç diğer tüm yeryüzü bölgelerini etkisine almaktadır. Sulh ve hakkaniyet cephesinin örülmesi sonucu harpler ve afetler sarmalındaki kaotik gidişatta yeninin sancılı doğumuna uzun zamanda geçilecek ve ölümcül yıkımların sonrası ortalık durulacaktır.

Acısız sancısız yapay narkozlu sezaryen doğumu ileyeni bir düzen yeryüzünde vukuu bulmayacak. Mevcut kurumlar ve zihniyetler altında salim yaklaşımla ve sağduyu ekseninden süreçlerin eş yöneltim dinamiğinden sulh ve huzura evirtilmesi mümkün görünmemektedir. Bu kaotik karmaşadan çıkış yolu için değişim dinamiklerini içeren ve yönelti kapsamına alan bir politik hareketin ilkeler manzumesi oluşturulması zaruridir. Düzeneğin dengesi bozulmuş,  istikrarını sürdürme eşiği aşılmıştır. Belirsizliklerin yükseleceği, bunalım ve kıskaçların derinleşeceği günler ve aylar yaşayacağız.  Bambaşka bir yaklaşım yolunun felsefi dizgesi bu devasa karanlığın ve fırtınalı bir ortamın üzerimize doğru gelişine dur diyebilecek bir irade ortaya çıkarabilir. Bu arafta sulh yıldızı istikametinde  bir müddet  sakinlikle yol alınmalıdır.

Toplumcu Hürriyet nizamı…

Kurulmuş olan devletlerin hakkaniyetli ve sulh yapıcı bir yapıya dönüşümü kolay olmasa da bu seçenek üzerinden yol açılmalıdır. Günümüzde eskiyi yıkarak yeni bir devlet kuruluş çabaları düzeneğin güçlü yapılarına birer eklenti aparatı formunda kalacaktır. Türkiye cumhuriyetini dönüştürecek eğilimler önümüzdeki kaotik sürecin olumlu ya da olumsuz gidişatında tarihsel rolleriyle sorumlularıdır.  Zafer haftasından esinle Mustafa Kemal Atatürk’ün feyzi ile çağı aşan bir yolu bu toprağın evlatları olarak kadim kültürelin suyu ile yeni bir ruh ve donanımı inşa edebilmeliyiz. Üretim ve paylaşımda kamusal alanı önceleyen ve dayanışmayı ören politikalara ağırlık verilmelidir.  Mevcut siyaset elitleri ve partileri, harami düzeneğinin çarkını çevirip duruyorlar. Bunlarda yapı ve tarz olarak bir yenilenme ve değişim hemen hemen yoktur. Göz boyamak için yaptıkları değişimler hep çarkçı başına çıkmaktadır. Bu siyaset yapısının elitleri aldatmada oldukça ustadırlar.

Bilimsel gelişmelerden ve ruhani akideden kopuk taklitçi teorik çözümler şablonculuğu ile alınacak yol kalmamıştır. Dünyada  deneyimlenen   sonu kapitalizmin restorasyonun varan “reel ve rasyonel sosyalizm” Batı toplumlarında   ırkçı-liberalizmi, Doğu toplumlarında da  otoriter  devlet kapitalizmini  şekillendirdi. Özel mülkiyet verili yaşamın nefsi kültüreldeki algısal ve desenformasyonist tüm sahte etik güzellemeleri, günümüzde bu temeli örten şalın  versiyonlarıdır. Bu  zahir etik yön kendi “çirkefliğiniestetik budur yutturmacasıyla,  enformasyon kanallarından sanal, görsel, yazılı medya ile tüm yeryüzü toplumlarına zerk etmektedir.

Tüm  mülkiyetçi (nefsi emareleri kışkırtan ve dünya malına meyil eden) kültürel kalıp ve piyasa değerlerden arınmak için   kadim öz değerlerimizi kıymetlendirerek yeni tümleşik ruhun inşası birinci önceliğimiz olmalıdır. Kolektif yaşam pratiğinin yurt ve yeryüzü bütünlüğünde hakkaniyetli bir toplum devleti ile örülmesinin vazgeçilmez olmazsa olmazı budur.

Bu ne menem  necaset…

Neyzen’den derleyip eselim esini çoktur

Çağırın çağımıza şen sesini oldukça toktur

Ar eden ki en beterinden sade “boktur”

 Adaletin bu meyanda hiçbir yeri yoktur 

 

Siyasetin kıskacındadır arz ve memleket 

Katmerli dertler yaşıyor her bir cemiyet

 Çürüyerek kokuşuyor necis medeniyet

Her şeyi mundar edecek akan bu necaset      

 

26.08.2023. Allah Kerim vesselam… baki selamalar, Orhan Karakuş