Yunanistan’da Ekonomik Krizler ve Seçimler: SRYZA örneği 2 – Haluk Başçıl
Merkez sağ ve sol partileri ülkeyi Troika ve İMF’nin vesayetine sokarak ekonomik krizden sorumlu tutan alt ve orta sınıf seçmenler, merkez sağ YDP ile merkez sol PASOK’u seçimlerde cezalandırıyordu.
Merkez Sağ ve Sol Partilerin Çöküşü
Önce Ulusal Birlik Hükümeti’nin istifa etti. Sonra da 2012 yılında Mayısında genel seçimlere gidildi. 6 Mayıs seçimlerinde ne merkez sağ ne de merkez sol parti tek başına iktidar olabilecek oy oranına erişti. Seçimler sonrasında bir türlü hükümet kurulamadı. Ülke seçimlerden 40 gün sonra yeniden seçimlere gitti.
Yaklaşık 40 gün arayla yapılan her iki seçimde de partiler seçim kampanyalarını aynı program ve söylemle yürüttüler.
Merkez Sağ Parti
YDP lideri Antonis Samaras,
- Seçmenlere kemer sıkma politikalarının tek yöntem olduğunu, kendilerinin sorumlu davrandığını söylüyordu. ‘Biz size gerçeği söylüyoruz’ sloganıyla seçmenlerine sesleniyordu.
- Alt ve orta sınıfa “yabancılarla anlaşabilmek için gerek duyduğu gücü kendine vermelerini, … ülkeyi gerektiği gibi yönetmek için ellerinin serbest olmasını, meclis çoğunluğunu” istiyorum diyordu.
- Ülkenin güvenlik sorununa dikkat çekiyor ve “Kaçak göçmen istilasına uğrayan şehirleri kurtaracağını, kaçak göçmen akımının durduracağını ve gelenleri sınır dışı edeceğini” söylüyordu.
- Sol koalisyon partisi SYRİZA’yı ve Yunanistan Komünist Partisi KKE’yi “kaçak işçilere çalışma izni, aile yardımı yapacaklar” diye eleştiriyordu.
Merkez Sol Parti
Zor bir iktidar dönemi geçiren PASOK yıpranmış, kendine güvenini de kaybetmişti. Parti kriz içindeydi. Örgütsel yapısı da çözülüyordu. Seçilen yeni parti başkanı lider vasfında uzak birisiydi. Seçim kampanyasında yeni başkan iktidara geldiklerinde yapacaklarını altı başlık altında topluyordu:
- Ücretlerde ve emekli maaşlarında indirime gidilmeyecek.
- Sendikalarla yapılan toplu sözleşmelerin korunacak.
- Siyasadaki para miktarının arttırılacak.
- AB’nin da kabul ettiği gibi devletin ve özel sektörün yatırım yapması kolaylaştırılacak.
- AB sosyal fonları kullanılarak gençlere iş olanakları yaratılacak.
YDP ve PASOK seçim kampanyalarında AB’nin yaptırımlarını eleştiriyor ve ardından da AB ve İMF ile anlaşmaksızın krizden çıkılamayacağını söylüyorlardı. Söyledikleriyle, argümanlarıyla ülkeyi boyunduruk altına alan, halkı yoksullaştırıp sefalet içinde yaşamaya mahkûm eden sistemi koruyup kolluyorlardı.
Küçük Partiler:
Seçim kampanyalarında Sol SYRİZA, Yunanistan Komünist Partisi KKE, yeni sağpopülist Altın Şafak gibi küçük partiler krizden AB’ni İMF sorumlu tutuyorlardı. Halkın AB – İMF’ye, dolayısıyla sisteme duydukları tepkilere sahip çıkıyor, onların duygu ve düşüncelerini dillendiriyor, ülkenin ve halkın menfaatlerini dile getiriyorlardı.
SYRİZA lideri Alexis Tsipras:
“Umut geliyor” ve “gelecek başladı” sloganları ile seçim kampanyasını yürüttü. Sadece “Yunanistan’daki siyasi atmosferi değil, AB’nin de siyasi atmosferini değiştireceğiz” diyordu.
- Asgari ücreti, emekli maaşlarını, işsizlik parasını arttıracaklarını,
- Herkesin asgari gelire ve evrensel sosyal haklara ulaşmasını sağlayacaklarını,
- Gıda maddelerinde ve turizmde KDV indireceklerini,
- Armatörlere sağlanan 58 vergi muafiyetini kaldıracaklarını,
- Devleti yeniden yapılandıracaklarını; ilk aşamada eğitim ve sağlıkta 100.000 yeni kadro açarak bu hizmet alanını yeniden düzenleyeceklerini,
- Devlet yatırımları aracılığıyla yeni iş alanları yaratacaklarını,
- Zor durumdaki iş yerlerini finansal yönden destelemek için bir devlet bankası kuracaklarını ve tüm bankaları devletleştireceklerini,
- Kamu borçlarının denetimini yapacaklarını,
- Selanik ve Pire limanlarını özelleştirilmesini iptal edeceklerini söylüyordu.
SYRİZA AB’ne meydan okuyor ve “Onlar bizi kale almadılar, bizde onlar olmadan yolumuzda ilerleyeceğiz” diyordu.
Yunan Komünist Partisi
- Yunanistan’ın, krizden çıkması, yeniden kalkınması için, AB’den ve Avro bölgesinden çıkılmasını savunuyordu. Mayıs seçimlerindeki sloganı: “Halkın gücü ile AB’den çıkılması ve borçların tek yönlü iptali” idi.
- KKE sınıf mücadelesini geliştirmek, işçilerin siyasi bilincini yükseltmek, onları burjuva partilerin ve ideolojik yapılarının etkisinden kurtarmak için mücadele ettiğini belirtiyor:
- “Seçimlerden sonra, önümüzdeki yıllar boyunca, kapitalist gelişme yolunun mu bizim siyasi çizgimiz çerçevesinde önerdiğimiz, işçi sınıfına dayanan bir halk iktidarı ve halkçı ekonominin mi geçerli olacağı tartışması (…) gündeme daha da yakıcı bir şekilde geleceğini” söylüyordu.
- Halktan yana yönetecek bir “sol hükümet” kurmayı öneren, ancak AB’ye, NATO’ya ve kapitalist üretim ilişkilerine dokunmayacağını söyleyen SYRİZA’nın bu sistemin bir parçası olduğunu, kendilerinin ise bu sistemi kabul etmediklerini, amaçlarının çok daha farklı olduğunu, SYRİZA ile işbirliğine girmeyi düşünmediklerini, seçimleri kazansa dahi koalisyon ortaklığı yapmayacaklarını vurguluyordu.
Altın Şafak
Yeni sağpopülist parti Altın Şafak seçim kampanyasını iki eksende yürüttü.
- Birincisi ekonomiye ilişkindi:“Devletten yardım alan tüm bankaları kamulaştıracaklarını, ulusal borcu yeniden inceleyeceklerini, …yabancı sermayenin köpek balıklarının ve AB’nin İMF’nin kurtarma planı olarak Yunanistan’a dayattıkları kölelik anlaşmasına karşı savaşacakları”nı,
- İkincisi göçmenlere yönelikti. Alt-orta sınıfı da kaygılandıran ve sayıları 1 milyona ulaşan ve kanundışı göçmenlere yönelik politik önerileri ötekileştiriçi ve yabancı düşmanlığına dayanıyordu. “Yasa dışı yollarla gelen göçmenlerin yakalayacaklarını ve sınır dışı edeceklerini, …Türkiye sınırının mayınlanacağını, …Ordunun Yunanistan sınırlarının kontrolünü sağlayacağı” söylüyorlardı.
“Partinin milliyetçi olduğunu ve Yunanlıları koruyan bir parti” olduğunu belirtiyordu. Temel sloganları “Yunanistan Yunanlılara aittir” idi.
Seçim sonuçları
Ülkeyi Troika ve İMF’nin vesayetine sokarak ekonomik krizin sorumluları olarak gören alt ve orta sınıf seçmenler, merkez sağ YDP ile merkez sol PASOK’u seçimlerde cezalandırıyordu. İki merkez parti, büyük oy kaybına uğruyordu:
- Merkez sağ YDP, önceki seçimlerde %18,85 ile düştüğü dipten, Haziran seçimlerinde seçmeninin güveninin tazelemiş, oyunu %29,7’ye çıkarmış bir şekilde çıkıyordu.
- Merkez sol parti PASOK’un seçim hezimeti sürüyordu. Mayıs seçimlerinde aldığı %13,18’lik oy, Haziran seçimlerinde daha da aşağıya, %12,3’e düşüyordu. Seçim sonuçları PASOK’un seçmenlerinin yaklaşık 2/3’nü kaybettiğini gösteriyordu.
Merkezin bu iki güçlü partisinin 2004 seçimlerinde başlayan (%85’den % %77,4’e) düşme eğilimi, Mayıs seçimlerinde % 32 ile devam ediyordu. Ancak merkez sağ YDP’nin Haziran seçimlerinde kendi seçmenlerini toparlamasıyla merkez partilerin oyu yeniden yükseliyor ve %42’ye çıkıyordu. Yine de 2009 seçimlerinde merkez partilerine oy veren her üç seçmenden birisi, partilerini terk etmişti.
Mayıs ve Haziran seçimlerinin başarılı partileri, Troika’ya karşı çıkan ve Yunanistan’ın egemenlik haklarını sahiplenen küçük partilerdi:
- SYRİZA: 2004’de kurulan ve 2009 seçimlerinde %4,59 oy alan Sol SYRİZA, Mayıs seçimlerinde oylarını üçe katlıyordu: %16,78’e ulaşıyordu. 40 gün sonraki Haziran seçimlerde ise oylarını %26,9’a çıkarıyordu. SYRİZA merkez sol PASOK’un tabanının önemli bir kısmını yanına çekiyordu.
- KKE: Mayıs seçimlerinde oyunu yaklaşık bir puan arttırarak % 8,48’e çıkarıyordu. Ancak Haziran seçimlerinde kendisine oy veren seçmenleri koruyamıyor ve yaklaşık yarısını SYRİZA’ya kaptırıyordu. Oyları %4,5’a düşüyordu.
- Altın Şafak: Yeni sağpopülist parti Altın Şafak ise her iki seçimden de başarıyla çıkıyordu. 2009 seçimlerinde aldığı %0,3 oyu, önce Mayıs seçimlerinde %7’e, sonra da Haziran seçimlerinde bunu koruyor ve kalıcılı kılıyordu.
- ANEL: Bir yıl önce kurulan sağ milliyetçi Bağımsız Yunanlılar Partisi (ANEL) ise girdiği ilk seçimde oyların %10,6’sını alıyordu. Ancak Haziran seçimlerinde bu oyunu koruyamıyor ve %7,5’a düşürüyordu.
Haluk Başçıl, Aralık 2018
Devam edecek: Merkez Partilerin İktidardan Alaşağı Edilmesi
Kaynaklar:
https://www.robert-schuman.eu/fr/observatoire-des-elections-en-europe/14-grece
Kategoriler
Son Makaleler
-
Teknohibrit Harbi Bertaraf İçin Çözüm Yolu- Orhan Karakuş
-
Kültürel Devrim Halkasının Felsefi Dili Deruni Türkçe’nin Sentetik Gücü – Orhan Karakuş
-
Bağımsızlık – Saffet Bilen
-
Bilgeler Meclisi ve Ulu Hakanlık Divanı (BİMUHAD) – Orhan Karakuş
-
Ya Cehennem Ya da Sulh ve Huzur 2 – Orhan Karakuş
-
Ucu Yanık Mektup Değerlendirmesi -Fahrettin Önder
-
Osmanlı’nın Yarı-sömürgeleşmesi, Günümüz ve Çözüm- Saffet Bilen
-
ARAFTAYIZ…1 – Orhan Karakuş
-
2024 Yerel Seçimlerinin İrdelenmesi… – Orhan Karakuş
-
Cennet – Saffet Bilen